Anlat Dinocum, dinliyoruz.
İstediğin cevap mı bu bilemeyeceğim ama bu şekilde anlatmak zorundayım:
Ben küçücük bir bebektim, yolumu kaybetmiştim. Yürümeye yeni takat bulmuşken annemi bulurum ümidiyle bir o yana bir bu yana adres bilmeden yürürken, birde baktım yolum bitmiş ve ben bir uçurumun kenarındayım. Aşağıya bakınınca orada bir çok ekimciyi gördüm; iyileri de vardı kötüleri de vardı. İyiler arasında elbette ki ilk sıralarda bana seslenip " YAVRUUUM!! BANA ATLA, GERÇEK ANNEN BENİM " Diyen Koray bey, Kaan bey, keser bey, Şahin bey, Sibel hanım, Serkan beyler gibi ulu beyler kucak açmış bana, her biri annemin ak sütü gibi süt vermeye hazırdılar.
O anda kendimi özel hissettim ve BEN SEÇMEM SEÇİLİRİM diye gözlerimi kapatıp, bismillah deyip uçurumdan kendimi atarak, aşağıda beni yakalamak isteyen O ULU insanların eline seve seve bırakmak üzere saldım kendimi. Emindim ki yere çakılmadan önce onlardan biri elimden tutacaktı. İşte o kişi KAAN BEY oldu...
Tabi bu istediğin cevap değil
Ben konumun başlığında, başlangıcında niye KORAY bey'e Ekim yapmadığımı anlattım.
Bakmak isteyen orada detayı görür
Bakmak istemeyene kısaca nasip değildi diyeyim