Herkese merhaba, detaylı ve uzun bir yazmayı planlıyorum; sonuçta her zaman saç ektirme gibi bir fırsatımız olmuyor. Keser hocaya ekim yaptırmak isteyenlere ve tabii ki genel olarak bir saç ekim sürecini merak edenlere yardımcı olur umarım yazdıklarım.
Yaş : 27
Saç dökülmem 23.5 yaşında başladı ve 4 yıl içinde agresif bir şekilde ilerledi. Midscalp ve Forelock'da (saç çizgisinin arkasında kalan alan) başlayan dökülme, daha sonra iki bölge arasında "bridge" denilen bölgeyi de yıkıp birleşti ve NW5'e doğru ilerleyen bir saç kaybına yol açtı. Saç dökülmesinin yarattığı huzursuzluk, sosyal sorunlar, minor-major depresyon ve psikolojik problemlerin yanında getirdiği fiziksel rahatsızlıklar yüzünden
(mutsuzsanız ister istemez tüm vücut dengesini kaybediyor ve farklı hastalıklar da nüks edebiliyor) uzun süredir buna karşı bir çözüm yaratmayı planlıyordum. Dökülmeye maruz kalan çoğu erkek gibi önce Minox/Rogaine, daha sonra Finas denedim ancak ikisinde de yan etkiler gördüm. (daha sonra yaptığım araştırmalarda zaten finas kullanmanın rus ruletinden farklı olmadığını ve mantık çerçevesinde hareket eden birinin finas'a dokunmayacağına da karar verdim, bunu daha sonra detaylı bir şekilde anlatacağım yazıda. Bu arada kullanan ve bir yan etkisini olmadığını belirten herkese de sonuna kadar saygı duyuyorum. Umarım bu düşüncelerinde haklıdırlar ve uzun süre native saçlarını dökülmeden tutabilirler. Kısacası bu konu hakkındaki kararlar tamamen kişiseldir, ben sadece çıkardığım sonuçları yazacağım gerisi tabii ki size kalmış.)
Neden Dr. Keser'i Tercih Ettim? Çok uzun süre Türkiye'deki ekim yapan doktorları, merkezleri, isimleri takip ettim. Bunun yanında tabii ki yurtdışındaki ekim merkezlerine ve belli bir üne sahip isimleri de gözlemledim. Saç ekim şekillerini kıyasladım. Yurtdışından gelip Türkiye'de ekim yaptıran kişilerin başlıklarını ve ne kadar memnun oldukarına baktım. Yanlış anlaşılmasın, Türkiye'deki forumlarda açılan başlıklarda da gayet dürüst olan insanlar var ama yabancılar gerçekten bu konuda çok acımasız. Her konuda korkusuzca eleştri yapıyorlar. Kötüyse kötü diyorlar, memnun değillerse bunu açık açık söylüyorlar. Bu memnuniyetisizlikleri ekim yapan merkez / doktor tarafından nasıl telafi ediliyor, edilmiyor bunu söylüyorlar. Birbirlerini Türkiye'deki vasat ekim merkezleri konusunda uyarıyorlar. Ekim yaptıran kişinin sonuçları iyiyken yine de mızmızlanıyorsa diğer insanlar gelip "daha ne istiyorsun, bu kadar köke bu sonuç ideal" de diyor. Yani ekim yapan doktorlara karşı bir önyargı da yok. Birbirlerinin yanlışlarını düzeltiyorlar. Kısacası en berrak ve tarafsız yorumları bu bahsettiğim kitlede görüyorsunuz.
Bahsettiğim bu gözlemleri yaparken saç dökülme pattern'imi de takip ettim ve buna göre bir karar aldım. Tüm bu süreç yaşanırken, maddi durumumu ayarlamaya çalıştım.
http://www.hairrestorationnetwork.com/eve/169281-ultimate-manual-versus-motorized-fue-thread.html+ Çok sevdiğim HRN başlıklarından biridir.
Manuel vs Motor vs NeoGraft vs ARTAS tartışmasının yapıldığı başlıkta gördümüz gibi Keser hoca; Feriduni, Lorenzo
(InjertoCapilar), Erdogan, Bisanga, Mwamba gibi manuel alım / ekim işini en iyi yapan; yaparken buna kendi karakterini de katan estetik cerrahlardan. Bu arada, başlığı okumanızı tavsiye ederim, motor alımla çok iyi sonuçlar elde eden isimler, manuel alım yapan doktorlar ve tüm üyeler kendi aralarında konuyu olabildiğince detaylı tartışmışlar. Kısacası görünen köy kılavuz istemiyor ama ben diğer sebeplerini de yazayım.
+ Keser hocanın tüm saç ekim işlemini, başından sonuna eksiksiz kendisinin yaptığını bilmek benim için oldukça önemli bir detaydı. Bu hizmeti sunan ekim merkezlerinin sayısı oldukça azaldı sanıyorsam. Yarattığı sonuçların yanında çalışma şekli karar vermemde epey etkili oldu. Ayrıca ekimi 3-4 güne bölerek donörü ve ekim yapılan bölgeyi olabildiğince az tramvaya uğratması da, eğer az greft kullanmayı planlıyorsanız önem yaratıyor karar verme aşamasında.
+ Yaş daha 30 değil. Dönor kapasitesi her insanda az çok belli. Dökülme eskisi kadar agresif olmasa da devam ediyor ve midscalp / vertex ekimi planlıyorum. Kısacası bir risk alıyorum, normalde tavsiye edilen bir ekim planlaması değil. Bu sebepten olabildiğince az kök harcayarak, olabildiğince iyi sonuç yaratabilecek bir cerrah gerekiyor. Keser hocanın ekim planlaması ve tarzı bu sebepten bana daha uygun geldi. Tahminen 3 yıl sonra 2. bir operasyona gireceğim ve kalan köklerin büyük bir kısmını Hairline / Forelock için kullanmayı planlıyorum.
+ Finas konusundaki düşüncelerimi duyunca "fikrin böyleyse kesinlikle kullanmanı tavsiye etmiyorum" dedi. Şimdi bir not düşmek istiyorum. Saç ekimi, ekim merkezinin kalitesi, gördüğünüz diğer sonuçlar bunlar kesinlikle kararınıza etki eden şeyler velhasıl benim için çok daha önemli bir konu var. Yaklaşık 3 yıl önce
"Türkiye'nin en iyisi" olarak tanıtılan bir profesöre danışmaya Amerikan Hastanesine gittim. Evet belki o profesör alanında en iyiydi, ancak tavırları; "hastadan bıktım" halleri, sorduğunuz sorulara isteksiz bir ses tonuyla zorlayarak cevap vermesi, ilgisizliği beni çileden çıkardı. Eğer konu benim bedenimse ve bir doktora gidiyorsam, o kişiyle kesinlikle diyalog kurmak isterim. "Yahu ne diyalog kuracaksın, hastaysan ve başarılı tedavi ediyorsa gerisi teferruat" da diyebilirsiniz. Eğer böyle düşünüyorsanız tabii ki saygı duyarım ama benim için malesef yeterli olmuyor.
Ekim Süreci
Geçen yılın Aralık başı ya da Kasım sonunda Keser hocadan bir randevu aldım ve Ankara'ya yanına gittim. Biraz heyecanlıyım tabii.
(Yalova'da yaşıyorum bu arada) Kliniğe vardığımda bir operasyondaydı, bir süre bekledikten sonra yanına çağırdı. Açık açık derdimi anlattım. Açıklığa baktı ve ekim için yeterli derecede ilerlediğini ve daha fazla beklemenin anlamsız olacağını söyledi. Beklentimi sordu. Tabii ki en kritik nokta buydu. Ben, vertex / midscalp / forelock'u 1800 - 2000 greftle (o sırada ne kadar ekim yapılacağını daha bilmiyorduk) doldurmanın imkansız olduğunu bildiğimi, bu ekimde en azından tepe bölgesini az greft kullanarak olabildiğince kapatmaya (seyrek dökülme) çalışmak istediğimi ve herhangi bir gerçek dışı beklentim olmadığını belirttim.
"2000 köke NW0 olmak istiyorum" diyen hastalardan olmadığımı fark ettiğinden, ekim yapmayı kabul etti
Şubat sonuna bir tarih verdi, ben de işlerden dolayı Mart başının uygun olacağını söyledim. Anlaştık. Bir 10-15 dakika Türkiye'deki saç ekim sektörünün muhabbetini yaptık ve yanından ayrıldım.
Ekim Günü : 1 Uzun bir yolculuktan sonra kliğine sabah vardım. Hoca da bir 10 dakika sonra geldi. Hemen ekim işlemine başlamadan önce hocayı yakalamışken sorular yönelttim, kendisi de anlatmayı seven biri çıktı; öyle olunca yine bi 15-20 dakika muhabbet ettik
"Keser's Private Fork" adını verdiğim
hocanın kök alımı yaparken kullandığı extraction punch'ının nasıl geliştirildiğinden
(Diğer tek örneği Kul hocada varmış, Ankara'ya ziyarete geldiğince hediye etmiş), FUE'nin ve saç ekiminin Türkiye'de zamanla nasıl geliştiğine (2003'den bu yana tüm sektörü rahatlıkla gözlemliyebiliyorsunuz), ülkenin siyasal durumunun yaptıkları işe nasıl etki ettiğine kadar geniş bir skalada merak ettiğim soruları cevapladı sağolsun
Daha sonra, benim için ekimden daha heyecanlı olan noktaya geldik : Donör bölgenin ve tüm saçın traş edilmesine. İlk görüşmede saçlarım çok uzun ve dalgalı / kıvırcık olduğundan hoca donör bölgem için net bir yorum yapamamış ve kesmeden de yapamayacağını söylemişti. Saç traş edildi ve korktuğum başıma gelmedi, donör bölge normal çıktı
(9000,10000'lik donörlerden de değil tabii, ancak öyle olmayacağını biliyordum. o tarz donörler sadece saçın yoğunluğuyla alakalı değil, genelde kafatasının şekliyle, ense genişliğiyle vs. alakalı oluyor) Hoca ameliyattan önce "heyecan var mı?" diye sordu. Ben de hiç olmadığını, zamanında 30 cm'lik bir biyopsi iğnesini boğazımdan yediğim için (tiroidinizden parça alıp patolojiye gönderiyorlar test için) o günden sonra herhangi bir operasyondan korkmayacğaımı belirttim
İlk gün 500 kök ekildi. Ne uyuştururken ne alım sırasında ne de ekim sırasında bir ağrı / acı hissetmedim. Hatta hocaya "yol yorgunuyum uyusam ayıp olur mu?" diye sordum
sıkıntı olmayacağını söyledi, tabii uyumadım ancak anlamışsınızdır ne kadar rahat geçtiğini. Yaklaşık 3-4 saat süren bir operasyonda sonra bandajlama yapıldı.
(bu arada, asistanlarından biri 15 yıldır yani hoca neredeyse FUE ekimine başladığından beri yanında çalışıyormuş. Hoca kendi işinde ne kadar ustaysa o hanımfendi de o kadar başarılıydı ve güven veriyordu) İstediğim şekilde uyuyabileceğim söylendi ve ne olur olmaz diye ağrı kesici verildi. 1. gün benim açımdan en kolay geçen gündü. Hocanın tavsiye ettiği otele gittim (2-3 dakika sürüyor yürüyerek) ve otelden de genel olarak gayet memnun kaldım, belirteyim şimdiden.
Ekim Günü : 2Yine sabah 9-10 gibi operasyon başladı. 500 kök daha ekildi. Yine ağrı sızı olmadı. Kök alımından sonra yemek yedik, epey lezzetliydi annemin yemeklerini aratmadı
Söyleyecek fazla şey yok bu güne dair. Temiz bitti.
Ekim Günü : 3Bugün sanıyorsam hem benim için hem de hoca & ekibi için en zor geçen gündü. Öncesindeki gece aç karnıma meyve suyu (portakal / karışık) içtim, bilmiyorum nerede hata yaptım ancak normalde uyuşturması ve kan pıhtılaşmasını engelleyen iğneler bu sefer işe yaramadı. Kanama olduğundan daha ağırdan, yavaş yavaş kök alımı yapıldı. Ayrıca hoca daha önce o iğnelerin "adrenalin" içerdiğini söylemişti
Fazla adrenalin yiyince kalkıp koşasım geldi ameliyat masasından
Ağrı olarak dayanılmaz bir ağrı yoktu ancak hocanın işi zorlaştı kanama yüzünden. Daha sonra otele gittiğimde ağrı biraz arttı ve verdikleri ağrı kesiyici ilk defa kullanmak zorunda kaldım. 650 kök, 500 vertex / midscalp'a, 150'si forelock'a olmak üzere ekildi.
Ekim Günü : 4 Son gün, önceki güne göre daha kolay geçti. Yine 650 kök, 500 vertex 150 forelock olmak üzere. Toplamda 2300 + 8 sigorta kök olmak üzere 2308 kök ekimi ile operasyon tamamlandı. Ben aynı gün dönmeyi planlıyordum ancak bir gün daha kalıp kalamayacağımı sordu, kalabilirsem sargıların açılış işlemini ve ilk yıkamayı klinikte yapmak istediğini belirtti. Tabii şart değildi, aynı işlemleri evde de yapabilirdim ancak bu kadar zahmetten sonra bir gece daha kalmaya karar verdim.
5. GünBandajlar açıldı, ilk yıkama yapıldı, operasyon sonrası evde uygulamam gereken ilaçlar, şampuanlar verildi. Aklımda kalan son 1-2 şeyi daha sorup klinikten ayrıldım.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Keser hoca gerçekten realist ve boş ümitlerle karşısındakini yanlış yönlendirmeyen bir cerrah. Zaten bunu yapmasına da gerek yok. Operasyon günlerinden birinde, ekim yapılırken "hocam sizce ekim yapma süreci mi yoksa kök alım süreci mi diğer ekim merkezleriyle fark yaratıyor? yoksa %50 %50 mi?" diye belki de ona saçma gelecek bir soru sordum. "%50 - %50, ancak esas farkı hastanın bünyesi ve saç kalitesi yaratır" dedi. Kısacası hoca şunu demek istedi :
Hasta 1 : Donör kapasitesi ortalamanın üzerinde, kaliteli, çoklu greft fazla ve çapı geniş. Bu arkadaş ortalama üzeri bir ekim merkezine (yani ne yaptığını bilen bir ekim merkezi ve doktor) giderse 10 / 7.5'luk bir sonuç alacakken "elit" dediğimiz bir cerrah / doktora giderse aldığı sonuç 10 / 9 olabilir.
Hasta 2 : Donör durumu sıkıntılı, açıklık geniş, greftler düz ve zayıf. Bu arkadaş ortalama üzeri bir ekim merkezinde 10/5 sonuç alacakken, elit bir doktor kendisine 10/7.5'luk bir sonuç sağlayabilir. Yani ilk arkadaşın ortalama bir ekim merkezinde alacağı sonucu.
Kısacası eğer saç tipinize,
donör alanınıza güveniyorsanız daha stratejik bir planlamayla gayet başarılı ve ekonomik ekimler yaptırabilirsiniz kendinize. Dökülme hızını, pattern'ini, donör alanınızı vs. iyice inceleyip; gerekiyorsa bir saç dökülme uzmanına gidip (dermatolog değil, sadece saç dökülmesi üzerine açılan klinikler var sizi yönlendirbilecek) kendi rotanızı çizebilirsiniz. Ben kendi dökülme şeklime güvenmediğimden ve herhangi bir ilaç takviyesi kullanmadığımdan ekonomik gücümü sadece saç ekimine kanalize ettim.
Eksiklikler Neler? Saç ekim sürecinde ve devamında (şuana kadar) herhangi bir sonuç yaşamadım. Ancak Keser hocaya bazı tavsiyelerde bulunmak istedim (kendisine de söyledim) buraya da yazayım. Aslında "eksiklik" değil de "tavsiye" bunlar.
+ Hamburger denildiğinde akla ilk olarak McDonalds, pizza denildiğinde Dominos/Pizza Hut gelir ancak bunların en kaliteli ürünleri yaratmadığını bilirsiniz. Keser hoca şehrin ara sokaklarında kalmış lakin Starbucks'da verilen kahveyle dalga geçirecek, kahve tohumlarını Ethopya'dan getiren, özenle pişiren ancak buna rağmen pek de tanınmayan butik bir coffee shop'a benziyor
Kısacası PR ve reklam eksikliği yaşıyor. Kendisine bunu sorduğumda "vaktim yok malesef" demişti. İnternetin gücü ortadayken bence bu konulara daha fazla odaklanılabilir.
+ 15 yıldır tek tek kök alıp ekmek, bir operasyon koltuğunda günde 12+ saat geçirmek ve eğilip bükülmek fiziksel olarak çok yıpratıcı bir durum. Bunun sıkıntısını kendisi de dile getirdi, hatta sırf bu sebepten artık 2000+ üstü ekimleri azalttığını da belirtti. Ben de kendisine iyi bir AR-GE ile daha uygun bir operasyon koltuğu ve sedyesi hazırlanabileceğini söyledim. Hala da iddialıyım, iyi bir endüstriyel tasarım ekibiyle bu sağlanabilir
Satranç büyükustaları yıllarca koltukta otururlar ve bir noktadan sonra, yaşları 40+ olduğunda arkadan gelen genç büyükustalara kaybetmeye başlarlar. Bunun sebebi daha kötü oynadıklarından değil, 6+ saat süren maçlara, bir noktadan sonra fiziksel olarak daha az dirençli olmalarındandır. Onlar çözümü fiziksel aktivite, spor vs. gibi şeylerle daha dinç kalmaya çalışarak sağlıyorlar ancak Keser hocanın öyle bir imkanı / vakti de yok gibi duruyor.
+ Ben müzikle uğraştığımdan dolayı, operasyon odasında hafif bir müzik çalmasını yeğlerdim
Tabii odak da dağıtabilir bu, bilemedim
Fiyat PolitikasıKeser hocaya ekim yaptıracağımı söyledikten sonra bir kaç tane mesaj aldım arkadaşlardan ve bu konu hakkında danıştılar. "pazarlık yapabilir miyiz?" "yerli hastalara indirim var mı?" gibi. Arkadaşlar, şunu belirtmek istiyorum öncelikle : Evet, ülke ekonomimiz sağolsun döviz aldı başını gitti. Keser hoca, Koray hoca bunlara ekim yaptırmak gerçekten ucuz işlemler değil. Ben farklı bir perspektifden bakmanızı rica edeceğim :
Keser hoca ayda iki elin parmaklarını geçmeyecek miktarda ekim yapıyor, kök başına talep ettiği ücreti zaten biliyorsunuz. Öte yandan, özel bir hastanenin boş katını kiralayıp aynı anda 10 hastaya 5000 TL'ye 5 saatte 5000 kök eken, bu işlemi bütün gün devam ettiren, saç ekimi gibi oldukça hassas bir işlemi çocuk oyuncağına çeviren ve sadece küfesini doldurmayı düşünen kişiler burada uzun uzun anlattığım cerrahlardan kat ve kat daha fazla kazanç sağlıyor. Keser hoca şuan yanına 3-4 tane teknisyen alıp ofisi büyütüp "bunlar benim öğrencilerim, ben nasıl ekiyorsam onlar da o kadar iyi ekecek" diyerek kazandığı geliri katlayamaz mı? Tabii ki katlar. Konu bir noktadan sonra kazanç meselesi olmaktan çıkıyor, yapılan işe ne kadar önem verildiğine geliyor. Bu arada yanlış anlaşılma olmasın, ilk görüşmeye gittiğimde ben de hocaya danıştım herhangi bir indirim söz konusu olur mu diye, bu sorumu çok net bir şekilde reddetti. Operasyon bittikten sonra o soruyu sorduğuma utandım biraz
Şöyle bir örnek daha vereyim : Arabanız yok ancak olursa lüks bir markadan olsun istiyorsunuz. Bu gayet doğal bir şey. Diyelim ki bir şekilde ekomonik durumunuzu ayarlayıp hayalinizdeki aracı aldınız. Bu aracı istediğiniz zaman elinizden çıkarıp zarar etmeden hayatınıza devam edebiliyorsunuz. Saç ekiminde böyle bir şans da yok. Kökler harcandıktan sonra geri gelmiyor ve elinizde gerçekten kısıtlı bir depo var. Hocaya da söyledim, eğer kök limiti olmasa önce daha uygun bir yere gider, şansımı dener; eğer memnun kalmazsam, kendisine ulaşırdım. Mümkün değil malesef.
Bu kadar yazmışsın, sonuç istediğin gibi olmazsa ne olacak?Sonucundan memnun olmayan herkes gibi üzüleceğim tabii ki. Ben elimden geleni yaptım, mantıklı bir plan çizmeye çalıştım. Şuan üzerime düşen son görevleri de (kabukların temizlenmes, ekim alanını muhafaza etmek vs.) yerine getirmeye çalışıyorum ve bekliyorum. Umarım herkes istediği saçlara bir şekilde kavuşur, saç dökülmesi gerçekten zor ve travmatik bir süreç, keşke herkes yaşamasa ama doğa böyle uygun görmüş, yapacağımız kısıtlı çözümlerle sonuca varmaya çalışıyoruz.
Fotoları da ekliyorum, ekimden önce ıslak saçla iyice pattern gözüksün diye çektiğim fotoyu koyuyorum, kuru saçla dökülmenin boyutu anlaşılmıyor :