hadi buda benim yorumum olsun 2 hocanın da kötü ekimleri mevcut her hocanın olduğu gibi..ama baktığımız zaman ikisi de yüzdeli hoca ve işlerini iyi yapmaya özen gösteriyorlar..ben fiyat politikalarını yersiz buluyorum türk hastalara daha cazip bir fiyat sunmaları gerekir ekonomimize göre, bu benim görüşüm ..benim sisteme bakışım ekonomi babında faklı..ikisini de beğensem de sistemin saç ekimi sektörünü ele geçirdiğine inanıyorum..kellik bir hastalık (bana göre) ve hasta insanların hepsinin bir şekilde iyi hizmeti hakkettiğini düşünüyorum..en azından yılda 1-2 aylık kampanyalar yapabilirler yerli hastalar için..1.5 euro gibi fiyata çekip.benim düşüncem bu ..
kesinlikle katılıyorum. bence en büyük eksileri, yerel hastalara gösterilen fiyat politikası. en azından bir %25'lik indirime gidilebilir yerel hastalarda. tabii ki böyle bir zorunlulukları yok. koray hocayla yüz yüze görüşme fırsatım olmadı ama ekim yaptıracağım için keser hocayla bir yarım saat konuşabildim. zaten bir ekime giriyor, o ekim 3-4 gün sürüyor yani baktığında her ay ekim yaptığı kişi sayısı belki 5 belki 6'dır. bu açıdan baktığında olayın trajikomik bir yanı var. hastane adı altında 6-7 operasyon odası olan ve herkese 3 saatte 5000 kök eken, bir fabrika ayarında çalışan ekim merkezleri muttalip hocadan, koray hocadan muhtemelen daha fazla para kazanıyor. özellikle koray hocanın asmed gibi bir operasyon merkezine aylık ne kadar para harcadığını tahmin bile edemiyorum. muttalip hocanın ekim merkezi daha butik ve kendi halinde. bu açıdan baktığında da pek bir şey diyemiyorsun insanlara.
kellik bir hastalıktır. bu konu hakkında daha uzun bir yazmayı planlıyordum ancak forumda neresi bunun için daha doğru bir bölüm karar veremedim. konunun biraz dışına çıkacağım ama, buyrun :
kellik kesinlikle toplumda
"göz ardı edilmiş" bir hastalıktır. şöyle düşünün. hala saç dökülmesi konusu ve bunun engellenmesi konusunda teknoloji, bir kaplumbağa edasıyla ilerliyor. tsuji haricinde bu konuda çok parlak duran bir teknolojik gelişme de yok. onun da ne zaman bizlere ulaşacağı muamma.
şöyle düşünün : eğer kellik kadınlarda yaşanan bir problem olsaydı bunu medikal olarak çoktan çözüme ulaştırmıştık. biraz cinsiyetçi bir yaklaşım ama saç dökülmesinin erkeklerin başına gelmesi biraz şanssız bir durum. sanki bizim kozmetik konulardaki eksikliklerimizi daha fazla tolare etmemiz gerekiyormuş gibi yanlış bir görüş var.
"saçın mı dökülüyor? kazıt gitsin. seni seven böyle sevsin." ne kadar saçma bir yaklaşımdır yahu. bunu söyleyenler genelde saçı hiç dökülmemiş ve tam olarak ne anlama geldiğini bilmeyen insanlar oluyor. özellikle 20'li yaşların başında, ortasında agresif bir dökülmeye mağruz kaldıysanız bunun ne kadar b.ktan bir şey olduğunu daha iyi anlıyorsunuz.
- yahu ne kadar şişmansın! hahahaha iğrençsin! bunu söylediğiniz zaman insanlar hemen başınıza üşüşüp "
body shaming" yaptığınız için size ateş püskürüyor. neymiş? şişmanla dalga geçemezmişiz. belki de hastaymış, o yüzden bunu yapmamız çok ama çok yanlışmış.
ama kellerle dalga geçmek? toplumda "nedense", hala anlayamadığım bir şekilde
kabul görmüş durumda. kelini "seveyim", yok şöyle kel, böyle kel. bunları dediğiniz zaman "body shaming" yapmamış oluyorsunuz. tam tersine, bana kalırsa kellikle dalga geçmek yapılabilecek en acımasızca hareketlerden biri. sonuçta engellemesi en zor, geri döndürmesi en zor "hastalıklardan" biri. sadece kozmetik bir hastalık da değil. bunun sonucunda psikolojiniz bozulabiliyor. psikolojisi bozulan insanlarda diğer hastalıklar çok daha fazla görülebiliyor.
sosyal fobi,
anksiyete,
insomnia, yeme içme bozukluluğu ve daha nice hastalıkların yanında; saç dökülmesini engellemeye çalıştığınız ilaçların belki de hiç dokunmamanız gereken hormonlarınızla oynaması ve fizyolojik olarak da sizi daha kötü bir hale sokması. bunlar göz ardı edilecek şeyler mi? kesinlikle değil.
neyse, fazla uzatmayacağım. saç dökülmesi ve kellik kesinlikle günümüz toplumunda, gerçekten anlayamadığım bir şekilde "zararsız" olarak adlandırılan ve göz ardı edilen, çok önemli bir hastalıktır. bunu yaşayanlar bilir.