Merhabalar sevgili dostlar. Forumu uzun süredir takip ediyordum, konu açmak bu güne nasip oldu. Öncelikle bu ortamı sağlayan ve birçok konuda saç sorunları yaşayan kişilerin bilgilenmesine vesile olan Hintell ve diğer arkadaşlara teşekkürler.
Gelelim kendi sürecime. Şimdiden değerli fikir ve tavsiyelerinizi esirgemezseniz minnettar kalırım. Yaşım 23, yaklaşık 18 yaşında başlayan saç dökülme sürecimle saçlarım aşağıda fotoğraftaki geldi. Dermatologlarla tanışma sürecim de 18 yaşımda başladı. Saç dökülmesi başlamadan önce aşırı gür ve kıvırcık saçlarım vardı. İlk zamanlarda saç görüntüsünde cansızlık, hacim kaybı olarak başladı süreç. Sonrasında saç köklerinde ağrı, güçsüzlük hissi ile devam etti. O zamanlar gittiğim doktorlar genetik dökülmemim bulunduğunu, herhangi bir kan değerimde ya da vitaminlerimde sorun olmadığını söyledi. Minoxidil önerenleri oldu. Fakat uzun süreler kullanamadım. Bende dökülme ilk zamanlardan beri şakak odaklı ilerledi, son 1-2 senede dökülme vertex bölgesine sirayet etti ve bu bölgede ciddi saç kaybı yaşadım. Özellikle 2020 koronavirüs dönemi sonrasında dökülme şiddetlendi, bu dönem bir süre toppik illetine bulaştım ve bazı saç spreylerine. Dolayısıyla bu da süreci hızlandırdı. En sonunda bu tarz kozmetik ürünlerin gerçekten doğal bir görüntü vermedikleri ve kullanışsız oldukları gerekçesiyle saçımı kazıtıp bu şekilde kullanmaya başladım. Geldiğim noktada maalesef kafamın görüntüsü yaşıma göre beni epey kötü hissettirmekte, nispeten baby face diye tabir edilen bir suratım olmasına karşı 30'lu yaşlarda görünmem ve hissettiğim gibi görünmediğimi düşünmem sebebiyle gerçekten psikolojim çok kötü etkilendi. Karakterim gereği her dönem yüksek özgüvenli olmama karşın bu illetin görünüşümde bıraktığı etki sonucu özgüven eksikliği yaşayan, mutsuz ve kendini beğenemeyen bir insana dönüştüm. Maalesef lafta çok kolay söylenebilen saç, benim üzerimde bu denli ağır etkiler bıraktı. Özellikle ailemde dedelerim hariç saç dökülmesi olan birinin olmaması, babamın bile saçında tek tel dökülmemesi gibi faktörler beni hayattan ciddi manada soğuttu. Belki 35-40'lı yaşlardan sonra sakallarla ve yüzün geldiği olgunlukla hazmedilebilir kellik, fakat 23 yaşında bir erkek için gerçekten içinden çıkalamaz bir hal alıyor. Geldiğim noktada şuanda saçlarımı kısa kullandığım için saç kaybı gözlemlemiyorum (dökülüyorsa da agresif bir dökülme yok) fakat 6-7 ay önceki uzun saçlı halimle bile fark var maalesef. Bu yüzden devam eden bir dökülmem olduğunu söyleyebilirim. Son 1 yıldır bu sorunun çözümü için neler yapabilirim kapsamlı araştırmalarda bulundum. Bu değerli forumdan ve üyelerden de sayısız şey öğrendim. Ve bunlar neticesinde bir yol haritası belirlemeyi düşünüyorum artık. Çünkü gün geçtikçe bu durumun psikolojim üzerine etkisi artmakta ve mutluluğuma ciddi şekilde etki etmekte. Burada siz değerli dostlara kafamdaki soruları sorup değerli cevaplarınızı paylaşmanızı bekleyeceğim. İlginizi ve alakanızı eksik etmezseniz çok memnun olurum.
1- Genetik dökülmenin durması, saç kalitesinin artması ve kısmen yeni saç çıkışı için (böyle bir etkisi olmadığı söylense de kullanan arkadaşlarda güzel çıkışlar gözlemledim) genel olarak finasterid maddesi içeren propecia ve proscar öneriliyor. Fakat bu ilaçların kullanımına yönelik gerek konuştuğum dermatologlar gerek konuştuğum ürologlar gerekse de yapmış olduğum araştırmalarda bu ilaçların ciddi riskler barındırdığını, yan etkilerinin bazılarının kullanımın bırakılması sonucunda devam ettiğini (en büyük sıkıntı bu) öğrendim. Dolayısıyla bu ilaç kullanılmalı mı, kullanılmadan yapılan bir ekimden başarı alınabilir mi sizlere sormak istiyorum. Zira bu ilacın kalıcı yan etki durumu binde bir olsa bile o kişinin ben olmayacağım ne malum. Ve bu riski göze alsam bile bu ilacın ömür boyu ya da uzun süreli (10-15 sene) kullanılacak bir ilaç olduğunu düşünmüyorum zira bu ilaç dht blokluyor ve bu hormonun vücutta birçok işlevi var. Burda bir diğer sorum da şu, ekim için Asuman Hanım kafama çok yattı fakat kendisi de ekimden 6 ay önce bu ilaca başlanılmasını ve ekim sonrasında da kullanılmasını öneriyor. Fakat anlamadığım husus şu. Madem bu ilaç kullanımı bırakıldıktan sonra etkisini kaybediyor, o zaman bu ilacın kullanımıyla güçlenen donör bölge bırakıldıktan sonra yine salmayacak mı, bu bölgeden alınan saçlar dökülmeyecek mi? Dolayısıyla kısa bir süre saçın kafamızda durması için ağır bir risk içermiyor mu finasterid maddeli ilaçlar. Ne düşünüyorsunuz? Finasterid kullanılmadan gerçekleştirilen bir ekim başarılı olabilir mi? Genel olarak tüm bunlara rağmen finasterid kullanımını tavsiye eder misiniz?
2- Saç sağlığını arttırabilecek her türlü yan etkisi olmayan maddeyi uzun süre kullanabilirim. Minoxidil, vitaminler, biotin, dermaroller yöntemi vs. Bu tarz madde ve yöntemler genetik dökülmesi olan bir kişide süreci ne kadar yavaşlatabilir? Başarılı geçen bir ekim yapıldığını varsayarsak bu ekimden edinilen yeni saçları finasterid olmadan muhafaza edebilirler mi sizce?
3- Asuman hanımla konuştuğumda saç kısmımda açıklığın çok olduğunu ve 2 ekim gerektiği söyledi. Bu hususta bir şikayetim yok, benim için bir sorun da teşkil etmiyor. Burda sorum şu, 2 ekim yapılan operasyonlarda ekimler arası geçen süre ne olmalı? Ve 2 ekim yaptıran bir dostumuz varsa başarılı oldu mu, süreç nasıl geçti bilgilendirirse sevinirim.
4- Saçımda malesef uzun zamandır seboreik dermatit illeti de mevcut. Hatta ilk başlarda babamda bir saç kaybı olmadığından bu illetin saç dökülmesine sebebiyet verdiğini düşünmüştüm fakat konuştuğum doktorlar genetik dökülmemim bulunduğunu söylediler. Seboreik dermatit saç ekiminin başarısını etkiler mi ya da bir engel teşkil eder mi? Seboreik dermatit için kullanılan ketokonazol şampuanların saç üzerinde negatif yönde bir etkisi olduğunu düşünüyor musunuz?
5- Saçlarımın genel durumunu fotoğraflarla paylaşıyorum. İlk attığım 2 fotoğraf 2021 Ekim ayı saçlarımın uzun haline ait. Son attığım 3 fotoğraf ise saçlarımın güncel, kazınmış hali. Yaşım ve genel durum göz önüne alınarak neler yapabilirim, nasıl bir süreç izleyebilirim değerli yorumlarınızı esirgemeyin lütfen. Benim için her düşünce çok değerli bu konuda, lütfen fikirlerinizi ve deneyimlerinizi paylaşın. Biraz uzun bir konu oldu, okuma zahmetinde bulunan tüm değerli dostlara ilgileri için şükranlarımı sunuyorum. Herkese geçmiş olsun dileklerimle...