Bulunamayacak demem bu kadar mı sinirinizi bozdu? Yorumunuzdan sonra üç ayrı iletiyle daha tekrar tekrar yanıt aramanız komik olmuş.Ben dinle bilimi karıştımıyorum.Bununla ne alakası var? Din içerisinde de çözümün dolaşmadığını belirtmek istedim.Takıldığınız şeye bakın biriside kelimenin yazılış şekli Şimdi gelelim yanıtına.Kellik problemi çoğunlukla keşfedildi? What? Sadece tedavi uydurulamıyor? What? Aynen bak şuan kelliğin %99 keşfedildi tedavi uydurulamıyor.Şaka mı bu? Ne androjen tahribatından bahsediyorsun ya? Birçok değişken var diyorum.Uyguladığımız tedaviler bile kişiden kişiye göre değişiyor.Çünkü gen havuzumuz aynı değil.Tedavi bulunamamasının sebebi bu işte.Sen sadece sana aktarılan bilgiye ulaşabilirsin.Androjen tahribatı buz dağının görünen kısmı.Ya elektriğin bulunmasıyla, uzaya çıkılmasıyla, internetin bulunmasıyla bir alakası yok.Bu keşifler zaten yapılabilecek şeylerdi.İnsanlık her daim teknolojik gelişmeye ve bilinmeyeni keşfetme duygusuna açıktır.Ama bunlar toplumu genel anlamda etkileyecek buluşlardır.Kozmetik kusuru düzeltmek başka olmayan birşeyi icat etmek başkadır.Tüm insanlığa yayılacak birşey söz konusu.Ya bak sizin anlamadığınız kısım şurası ölümcül hastalıklardan örnek veriyorsun.İşte veba, salgın, çiçek hastalığı diyorsun.Bunlar adı üzerinde toplumun hayatını etkileyen yaşamsal problemdir.Kellikle bir mi tutuyorsun? Senin görüntüden başka birşeyi etkilemeyen kel kafana mı çalışsınlar yoksa insanlarımı kurtarsınlar? Naif yazıyım diyorum ama dalga geçer gibi cümleler kuruyorsunuz.İnsalık etkileniyor farkındamısın? Neyse.Eski insanlar bizden daha akıllıydı bu doğru.Nedeni o zamanın imkanlarıyla akla hayale sığmayacak işlere imza atmaları.Şuan elinin altında yetecek tüm teknoloji varken senin elin kolun bağlı kalıyorsa, akıl ve fikir anlamından
Düşüncen değil argümanların sinirimi bozuyor. Sadece dutasteridle istediğim sonuca ulaşabiliyorum, tedavi bulunup bulunmaması çok da umrumda değil. Okuduklarını anlamamakta ısrarcısın. Zaten bunun olumsuz olacağını, yaşlanmış olacağımızı söylüyorum.
Sözcüklere de takılmam gayet normal, bilim konusunda bu kadar ahkam kesip "itopik" yazman acınası duruyor.
Kişiden kişiye değişiyor olayını yanlış anlamışsın sen. Sorun temelinde herkeste aynıdır. Sadece etki eden androjen farklılık gösterebilir, etki mekanizması farklılık gösterebilir. Adı üstünde ANDROgenetik alopesi. Farklı sebeplerle kelleşiliyorsa bu aga değildir. Makalelerde, bilim insanlarının bloglarında aganın sebeplerinden net bir dille bahsedilirken işin arkasında yatan bir büyü arıyorsun.
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK430924/AGA'nın sebebinin belirgin olmadığını belirten veya ima eden bir kaynak atmayacaksan yazacakların çok anlamlı olmaz.
Eski insanların hepsinin mucit olduğunu düşünmüyorsundur umarım? Kabileden biri bir şey icat ediyordu, kalanı kullanıyordu. Aynı şimdi yaptığımız gibi. Akla hayale sığdıramadığın şey de yaygın değil, nadir kalıntılar.
Veba, çiçek gibi hastalıklara örnek verme sebebim bilimin büyüme hızını anlatmak. Evet kelliğe bu kadar özen gösterilmiyor ama bu hiçbir çalışma yapılmadığı anlamına gelmiyor. Saç ekimi, kök hücre, prp gibi yöntemler çalışmalar sonucu bulunuyor ve geliştiriliyor. Minoksil ve finasterid tesadüfen bulunmuş olsa da saça olan etkisini gözlemlemek, deney yapmak, fda onayı almak da bilimsel süreçlerdi.
Her an imkanlar gelişiyor. İnsan vücudu her an daha çok keşfediliyor. Yani her an çözüme daha da yaklaşılıyor.