Gönderen Konu: Bir Gün Kelliğe Çare Bulunacağı Gerçeği  (Okunma sayısı 1407 defa)


Virtüöz

  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 1897
Ynt: Bir Gün Kelliğe Çare Bulunacağı Gerçeği
« Yanıtla #16 : 29 Nisan 2022, 14:42:50 »
Offf şu boş metni okuyacağıma inanamıyorum.

Okuma zorunluluğun yok bende okumak istemezdim ama yaptım bir hata  ;D İstersen forum 20-30 sene burada kalırsa gel tekrar konuşalım.Hani dedin ya 20-30 seneye gelişim olacağını düşünüyorum.Nah olur.O zaman ne zırvalayacağını çok merak ediyorum.Ya ben öldükten sonra bulunur elbet aynen kardeşim.
Bioxcin Forte Şampuan


Tedavi Sürecim
https://www.sacekimisonuclari.com/index.php?topic=16513

emekli kel

  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 10133
Ynt: Bir Gün Kelliğe Çare Bulunacağı Gerçeği
« Yanıtla #17 : 29 Nisan 2022, 15:06:32 »
 15 sene once falan bu işle ilgili kitap yazar birine sormuştum birseyin buluncağı yok dedi donor zenginleştirilebilir dedi.urun murun cacık demişti.ilk buyuk yangında insanlar etlerin pişirilerek yenilceğini anlamış derler.iki ilaçta faso fiso hastalarda kıllanma yaptı diye.3.de oyle denk gelirse.sağlam bişide denk gelse para çok donuyor diye ortadan kaldırabilirler.bence iş kadınla erkeğin arasındaki farkta.diğer farkta kadınlardada olan dokulme.erkeğin kadınlaştıran şeler saç dokuyor.keller trans olduktan sonra saçlanıyormu
Saç konusunda eğitim almadım.Söylediklerim sadece sitelerden öğrendiğim bilgilerdir.

Whatever Sc

  • Sr. Member
  • ****
  • İleti: 297
  • Saç ekimi sonuçları
Ynt: Bir Gün Kelliğe Çare Bulunacağı Gerçeği
« Yanıtla #18 : 29 Nisan 2022, 15:51:51 »
Bulunamayacak demem bu kadar mı sinirinizi bozdu? Yorumunuzdan sonra üç ayrı iletiyle daha tekrar tekrar yanıt aramanız komik olmuş.Ben dinle bilimi karıştımıyorum.Bununla ne alakası var? Din içerisinde de çözümün dolaşmadığını belirtmek istedim.Takıldığınız şeye bakın biriside kelimenin yazılış şekli  ;D Şimdi gelelim yanıtına.Kellik problemi çoğunlukla keşfedildi? What? Sadece tedavi uydurulamıyor? What? Aynen bak şuan kelliğin %99 keşfedildi tedavi uydurulamıyor.Şaka mı bu? Ne androjen tahribatından bahsediyorsun ya? Birçok değişken var diyorum.Uyguladığımız tedaviler bile kişiden kişiye göre değişiyor.Çünkü gen havuzumuz aynı değil.Tedavi bulunamamasının sebebi bu işte.Sen sadece sana aktarılan bilgiye ulaşabilirsin.Androjen tahribatı buz dağının görünen kısmı.Ya elektriğin bulunmasıyla, uzaya çıkılmasıyla, internetin bulunmasıyla bir alakası yok.Bu keşifler zaten yapılabilecek şeylerdi.İnsanlık her daim teknolojik gelişmeye ve bilinmeyeni keşfetme duygusuna açıktır.Ama bunlar toplumu genel anlamda etkileyecek buluşlardır.Kozmetik kusuru düzeltmek başka olmayan birşeyi icat etmek başkadır.Tüm insanlığa yayılacak birşey söz konusu.Ya bak sizin anlamadığınız kısım şurası ölümcül hastalıklardan örnek veriyorsun.İşte veba, salgın, çiçek hastalığı diyorsun.Bunlar adı üzerinde toplumun hayatını etkileyen yaşamsal problemdir.Kellikle bir mi tutuyorsun? Senin görüntüden başka birşeyi etkilemeyen kel kafana mı çalışsınlar yoksa insanlarımı kurtarsınlar? Naif yazıyım diyorum ama dalga geçer gibi cümleler kuruyorsunuz.İnsalık etkileniyor farkındamısın? Neyse.Eski insanlar bizden daha akıllıydı bu doğru.Nedeni o zamanın imkanlarıyla akla hayale sığmayacak işlere imza atmaları.Şuan elinin altında yetecek tüm teknoloji varken senin elin kolun bağlı kalıyorsa, akıl ve fikir anlamından
Düşüncen değil argümanların sinirimi bozuyor. Sadece dutasteridle istediğim sonuca ulaşabiliyorum, tedavi bulunup bulunmaması çok da umrumda değil. Okuduklarını anlamamakta  ısrarcısın. Zaten bunun olumsuz olacağını, yaşlanmış olacağımızı söylüyorum.

Sözcüklere de takılmam gayet normal, bilim konusunda bu kadar ahkam kesip "itopik" yazman acınası duruyor.
Kişiden kişiye değişiyor olayını yanlış anlamışsın sen. Sorun temelinde herkeste aynıdır. Sadece  etki eden androjen farklılık gösterebilir, etki mekanizması farklılık gösterebilir.  Adı üstünde ANDROgenetik alopesi.  Farklı sebeplerle kelleşiliyorsa bu aga değildir. Makalelerde, bilim insanlarının bloglarında aganın sebeplerinden net bir dille bahsedilirken işin arkasında yatan bir büyü arıyorsun.
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK430924/
AGA'nın sebebinin belirgin olmadığını belirten veya ima eden bir kaynak atmayacaksan yazacakların çok anlamlı olmaz.
Eski insanların hepsinin mucit olduğunu düşünmüyorsundur umarım? Kabileden biri  bir şey icat ediyordu, kalanı kullanıyordu. Aynı şimdi yaptığımız gibi. Akla hayale sığdıramadığın şey de yaygın değil, nadir kalıntılar.
Veba, çiçek gibi hastalıklara örnek verme sebebim bilimin büyüme hızını anlatmak. Evet kelliğe bu kadar özen gösterilmiyor ama bu hiçbir çalışma yapılmadığı anlamına gelmiyor. Saç ekimi, kök hücre, prp gibi yöntemler çalışmalar sonucu bulunuyor ve geliştiriliyor. Minoksil ve finasterid tesadüfen bulunmuş olsa da saça olan etkisini gözlemlemek, deney yapmak, fda onayı almak da bilimsel süreçlerdi.
Her an imkanlar gelişiyor. İnsan vücudu her an daha çok keşfediliyor.  Yani her an çözüme daha da yaklaşılıyor.


Whatever Sc

  • Sr. Member
  • ****
  • İleti: 297
  • Saç ekimi sonuçları
Ynt: Bir Gün Kelliğe Çare Bulunacağı Gerçeği
« Yanıtla #19 : 29 Nisan 2022, 15:52:49 »
Okuma zorunluluğun yok bende okumak istemezdim ama yaptım bir hata  ;D İstersen forum 20-30 sene burada kalırsa gel tekrar konuşalım.Hani dedin ya 20-30 seneye gelişim olacağını düşünüyorum.Nah olur.O zaman ne zırvalayacağını çok merak ediyorum.Ya ben öldükten sonra bulunur elbet aynen kardeşim.
İnan umrumda değilsin. Buraları okuyacak insanlar için yazıyorum.

Whatever Sc

  • Sr. Member
  • ****
  • İleti: 297
  • Saç ekimi sonuçları
Ynt: Bir Gün Kelliğe Çare Bulunacağı Gerçeği
« Yanıtla #20 : 29 Nisan 2022, 16:35:12 »
Şuan elinin altında yetecek tüm teknoloji varken senin elin kolun bağlı kalıyorsa, akıl ve fikir anlamından yetersizsindir.Aslında sebep çok açık hazırcılık.Aç bak internete zamanında insanlar, nasıl bir zamanda nasıl tedaviler geliştirmişler.Neleri test etmek için uğraşmışlar.O zamanki insanların günün sonunda iyi bir fikri var, fakat kaynağı yoktu.Şu bilim savunucularınada ayrı ayarım aslında.Senin o çare bulamaz dediğin insanlar zamanın en zengin, en sözü geçen, en tedavi geliştiren kişileriydi.Hani zaten bulamazlardı diyorsun ya, şimdi de böyle insanlar var ve bulunmuyor  ;D Büyüye inanmamam büyünün var olmadığını değiştirmiyor.Bu ayrı bir konu zaten girmiycem seni aşıcak belli.

"Simyacıların çalışma prensibi "şunu süreyim bakalım iyi gelecek mi, şu fazla kıllı şunu da süreyim belki o iyi gelir" den ibaretti. Agaya bitkilerle, vitaminlerle tedavi uygulanamayacağı zaten bilinen bir şey.  E nasıl bulacaktı bu insanlar tedaviyi?"

Bu kısıma ayrı değinmem gerekiyor.Simyacıların çalışma prensibini bitki sürmekle, otu boku sürmekle olduğunu sanıyor arkadaş.İnternete yaz bakim simyacıların keşfettiği kimyasalları ve kullandıkları maddeleri.Bugüne ilham olmuş, bir çok buluşların temelini oluşturan kaynağın arkasındaki isimlerdir.Yani öyle sanıldığının aksine ilkel değillerdi.


Elimizin kolunuzun bağlı olduğunu kim söylüyor? Milyarlarca insan milyonlarca şey üretiyor bu yüzden bir insanın bu kadar icatın hepsine hakim olması imkansız. Örneğin ben bilgisayar mühendisliği okuyorum. Yazılımların, elektroniklerin her şeyini öğreniyorum. Başkası doktor oluyor insanın tüm vücudu hakkında bilgi sahibi oluyor. Daha basite inelim adam oto tamircisi oluyor. Tüm otomobil düzeneğinden anlıyor. Eski yıllarda mekanik ve az sayıda icat vardı ve insanlığın çoğunun bunu kavraması basitti.
Evet tedaviler geliştirdiler buna itirazım yok. Mesele şu ki nasıl geliştirdiler? Kullandıkları doğal özlerin hastaya nasıl etki ettiğini belirtebiliyorlar mıydı? Hayır. Deneye deneye öğreniyorlardı. Simya bu yüzden bilim sayılmaz. Çünkü bilimsel değil deneysel çalışır. Lütfen bana simya tanımı yaptırma burada git araştır. Simyayı bilimden üstte tutuyorsun ne anlatayım ki ben sana?  Adamlar ölümsüzlük iksiri bulmaya çalışıyordu. Her şeyi altına falan çevirmenin yöntemlerini araştırıyorlardı.
O en sözü geçen, en üstün kişilerin Türkiye'de yaşayan fakir bir insan kadar bile imkanı yoktu. Dünyanın öbür ucundan insanlarla hızlı iletişime geçebiliyorlar mıydı?  Bir padişahın ömrü seferde geçiyordu. Yarım saatte kıta değiştirebiliyorsun. Prenseslerin binbir zahmetle bitki getirtiyor veya getirtemiyordu.Şimdi aynı bitkiyi içeren profesyonel karışımları amazondan 5 dakikada sipariş ediyor kadınlar.
Hayır ne olacaktı da kelliğe tedavi bulacaklardı? Nasıl bir tedavi üretmelerini beklerdin o insanların?  Kellik akademik düzeyde bilgi gerektiren tedaviler gerektiriyor. Moleküler inceleme gerektiriyor. Var mıydı bu teknolojileri?
Büyü konusu beni aşar haklısın. Safsatalardan anlamam.

Whatever Sc

  • Sr. Member
  • ****
  • İleti: 297
  • Saç ekimi sonuçları
Ynt: Bir Gün Kelliğe Çare Bulunacağı Gerçeği
« Yanıtla #21 : 29 Nisan 2022, 17:08:27 »


"Hormonal bir mesele. Ergenlikten sonra aga yaşayacak birinin cinsiyetini ergenlikten önce değiştirirsen aga yaşamaz. Bu kadar basit." Hormonal mesele değil.Genetik olarak saçların duyarlılığıyla alakalı.Erkeğin doğasında dht hormonu yaşamsal önem arz ediyor.Eğer hormonal mesele olsaydı herkesin aynı sorunu yaşaması gerekirdi.Senin bahsettiğin cinsiyet değiştirme tedavisi ile dhtnin, erkeğin belirleyiciliğini sağlayan faktörlerin kısılmasından oluyor.Bir nevi genetiğinle oynuyorsun.Böyle birşeyde tabi ki sonuç alırsın.Kaldı ki kafadaki problemin tamamen dht kaynaklı olmadığı çok açık ve net bellidir.

Kökten çözüm bulunamayacak zaten bu bir gerçek.Saç klonlamanında olacağını sanmıyorum.Dolly 1997'de klonlandı.Aradan 25 yıl geçti ve saç hala klonlanamadı.Yetişkin koyunun meme dokusundan alınan hücrenin, spermin olmadığı ortamda döllemeyi başarmak ile saç klonlamak aynı şey değil.Şuan hali hazırda saç hücresi zaten klonlanabiliyor.Fakat yaşamsal süresi çok kısa ve ne yöne çıkacağına dair bilinmezlikler doğurduğundan eleniyor.Vücudundan alınan greftlerin tutma olasılığının az, ömürlerinin kısa, yapısının saçtan farklılığı ve iz bırakması sebebi ile bu da mümkün değildir.Saçlı deride dhtyi %99 baskılarsan bir çok sorun beraberinde gelicek.Daha topikal finasterid kullananlar nasıl yan etkiler yaşıyorken, kafada dhtyi %99 baskılamak demek büyük risk.Kaldı ki problem sadece dht değil.İstersen %100 baskıla.

"Asla bakım gerektirmeyen ömürlük protez saç neden imkansız?" Bak bu olur işte.Hak verdim bu olur.

"Daha 20-30 sene öncesine kadar insanlar saçına sarımsak sürerek saç çıkarmaya çalışıyordu. İlaçlarla eski saçına kavuşan veya ektirip çok memnun olan birçok insan var ortalıkta. Bilim her zaman ileri gidiyor, neden duraklasın?" Bilim her zaman ileri gittiği dediği şeyde rastgele bulunmuş iki ilaç  ;D Bazen bilimin bile yetersiz olduğu şey var bunu unutma.
Evet hormonal bir mesele. Erkeklerin %85'i yaşlanana kadar mutlaka aga yaşıyor. Agaya maruz kalmayan kesim de 20-30 sene daha yaşasa maruz kalacak büyük ihtimalle. 80-90 yaş üstü kadınlarda bile aga başlıyor.
İnsanın aga yaşayacağı yaşı belirleyen faktör saç duyarlılığı ve androjen miktarı. Ancak bu sorumlunun hormon olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Yani kökten çözümdeki mesele hormonu saç reseptörlerinden uzak tutmakta yatıyor. Ki bunu kısmen yapabilen kimyasallar  şu an bile mevcut.
Onu geçtim kelliği doğuştan engellemek de imkansız değil

Bilim camiası uzun zamandır genlerle uğraşıyor. Ve hatrı sayılır bir yol da katedildi.
https://www.britishcouncil.org.tr/programmes/education/cubed/human-genetic-engineering-debate
Kellik geni bile araştırılıyor.
https://www.google.com/amp/s/www.ntv.com.tr/amp/saglik/kellik-geni-bulundu,G6bFqLGdREqZf-vvCP4ujg

Bilim her zaman yetersizdir. Bilim hiçbir zaman her şeye yeterliği olamayacak. Bir kapı açmak, açılacak 5 kapı doğuracak.  Ama büyük bir felaket olmadığı sürece ilerleyiş kümülatif olacak. Bu yüzden bilime güveniyoruz. Büyüden, din ve simyadan medet uman biri olarak senin güvenmene gerek yok.

emekli kel

  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 10133
Ynt: Bir Gün Kelliğe Çare Bulunacağı Gerçeği
« Yanıtla #22 : 29 Nisan 2022, 17:13:38 »
 her tarafı altına cevirmenin falan yollarını arıyorlardı demişsin ornek olarak gelişigüzel vermişsin ama ben hep derim her taraf altın olsa altını kim umursıcak ne değeri kalcak az olduğu için değerli diye tabi konuyla alakalı değil oylesine yazdım
 
« Son Düzenleme: 29 Nisan 2022, 17:39:57 Gönderen: emekli kel »
Saç konusunda eğitim almadım.Söylediklerim sadece sitelerden öğrendiğim bilgilerdir.

Virtüöz

  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 1897
Ynt: Bir Gün Kelliğe Çare Bulunacağı Gerçeği
« Yanıtla #23 : 29 Nisan 2022, 17:16:35 »
Düşüncen değil argümanların sinirimi bozuyor. Sadece dutasteridle istediğim sonuca ulaşabiliyorum, tedavi bulunup bulunmaması çok da umrumda değil. Okuduklarını anlamamakta  ısrarcısın. Zaten bunun olumsuz olacağını, yaşlanmış olacağımızı söylüyorum.

Sözcüklere de takılmam gayet normal, bilim konusunda bu kadar ahkam kesip "itopik" yazman acınası duruyor.
Kişiden kişiye değişiyor olayını yanlış anlamışsın sen. Sorun temelinde herkeste aynıdır. Sadece  etki eden androjen farklılık gösterebilir, etki mekanizması farklılık gösterebilir.  Adı üstünde ANDROgenetik alopesi.  Farklı sebeplerle kelleşiliyorsa bu aga değildir. Makalelerde, bilim insanlarının bloglarında aganın sebeplerinden net bir dille bahsedilirken işin arkasında yatan bir büyü arıyorsun.
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK430924/
AGA'nın sebebinin belirgin olmadığını belirten veya ima eden bir kaynak atmayacaksan yazacakların çok anlamlı olmaz.
Eski insanların hepsinin mucit olduğunu düşünmüyorsundur umarım? Kabileden biri  bir şey icat ediyordu, kalanı kullanıyordu. Aynı şimdi yaptığımız gibi. Akla hayale sığdıramadığın şey de yaygın değil, nadir kalıntılar.
Veba, çiçek gibi hastalıklara örnek verme sebebim bilimin büyüme hızını anlatmak. Evet kelliğe bu kadar özen gösterilmiyor ama bu hiçbir çalışma yapılmadığı anlamına gelmiyor. Saç ekimi, kök hücre, prp gibi yöntemler çalışmalar sonucu bulunuyor ve geliştiriliyor. Minoksil ve finasterid tesadüfen bulunmuş olsa da saça olan etkisini gözlemlemek, deney yapmak, fda onayı almak da bilimsel süreçlerdi.
Her an imkanlar gelişiyor. İnsan vücudu her an daha çok keşfediliyor.  Yani her an çözüme daha da yaklaşılıyor.

Sinirini bozar çünkü ben sana süreci anlatıyorum.Millattan öncesini bu zamana kadar hesaplasana.İnsanlar birbirlerine bakarak ya senin saçın neden dökülüyor ya da sen neden kelsin diye hiç mi sorgulamadılar? Bir icat veya buluş gibi değil bu.Maymunlar bile birbirlerindeki kusurları fark edebiliyor.O zamanda senin gibi insanlar bir gün bulunucak çözümü diye beklediler.Ama ömürleri yetmedi.Şuan kalksalar baksalar bize hala aynı yerlerinde sayıyor derler.Konuyu öyle bir açmışsın ki yakın gelecekte mucizeler bekliyoruz gibi.Hayır abi ne mucizesi hiç birşey olmıycak.Aha böyle rastgele bulunan yarım yamalak tedavilerle ya da ekim değişiklikleriyle ilerleriz.Senin dutasterid ile sonuca varman diğer insanların kellik problemini çözüyor mu? Bir ton yan etkisini göze alarak riske girmelerimi gerekli ? Daha adamlar yan etkisiz kafada dht bloklama yapamadılar.Kaldı ki dut kullanıp fayda görmeyenler var.Onlar napıcak peki? Trans ilaçlarımı kullansınlar? Sen saç için onu bile uygulattırırsın.

Kelimelerime takılacağına anlattığım şeyi anlasan çok daha faydalı olucak.Sorunun temelinin ne olduğunu sadece DHT ile kanıtlayamazsın.Ben zaten dht sebep değildir demedim ki? DHT sadece keşfedilen kısım.Stressin saç üzerindeki etkisi hakkında yapılan araştırma bile 2021 yılına dayanıyor.Düşün daha ne kadar geride olduğumuzu.Herkeste işe yarayan bir tedavinin çıkabilmesi sadece mucizedir.Senin söylediğin gibi bir tedavinin olabilmesi için kişiye göre gen dizilimi oluşturmak gereklidir.Nasıl yapılmasını planlıyorsun? Hadi birinde işe yaradı diğer denekte işe yaramadı napıcak peki? Öncelikle şunu anlayalım bu teknolojik bir ürün geliştirmesi değil.Saçları zararlı androjenlere karşı duyarsızlaştırma işlemi ve sıkıntı bununlada kalmıyor.Sen istersen kafada %100 blokla dhtyi bir başka sebep daha bulunacaktır.

Eski insanların hepsi mucit demedim.Zaten kellik için bir kişinin mucit olmasınada gerek yok.Senin verdiğin basit bir örnek sadece.Kalanımızın kullanması için ortada gerçek bir tedavi olmalı.Sadece saç üzerine geliştirilmiş, sadece saç üzerine etkisi olan birşey.Prostat hastalarını tedavi eden birşeyi ben niye saç için kullanıyorum? Hangimiz rahatsızlığımız olmadığı halde durduk yere ilaç alıyoruz ya? Kozmetik kusuru düzeltmeye çalışıyoruz dimi? O zaman hepimizin kullanabileceği birşey olmalı.

Bilimin büyüme hızını salgın hastalıklar üzerinden mi değerlendiriyorsun? Ya zorunlu zorunlu.Bugün bile covid olmasa kimse covid aşısı geliştirmek için yarışa girmezdi.Bu bilimsel bir büyüme değil ki bu sadece eldeki bilimi kullanarak tedavi geliştirmek.Kellik her zaman vardı.Niçin peki o çok pohpohladığınız bilimsel büyümeyi göremedik? 

"Evet kelliğe bu kadar özen gösterilmiyor ama bu hiçbir çalışma yapılmadığı anlamına gelmiyor. Saç ekimi, kök hücre, prp gibi yöntemler çalışmalar sonucu bulunuyor ve geliştiriliyor." İyide ben bunu sana sabahtan beri anlatmaya çalışıyorum.Binlerce yıldır hiç bir çalışma yapılmadı mı sanki? Bu saydığınız çalışmalar kellik tedavisinden o kadar uzak ki bize bunlar lazım değil.Zaten amaçta bu değil.Senin bahsettiğin husus kelliği tamamen kaldıracak tedavinin bulunacağını söylemen.O dediklerin tedavi bile etmiyor.İşte koca binlerce yıldır bulunan fda onaylı tek iki ilaç.Başkada birşey yok.Bize deneysel çalışmalar lazım.Procapil gibi.Bunların hedeflediği odak noktası ve amacı sadece saç üzerine.Ama koca bir dosya deneysel makalaler yazılmasına rağmen hala daha bir adım ilerleyemedik.

"Her an imkanlar gelişiyor. İnsan vücudu her an daha çok keşfediliyor.  Yani her an çözüme daha da yaklaşılıyor." İnsan vücudu karmaşık bir sistem.Bilgisayar gibi düşün.İmkanlar evet gelişiyor.Vücudta yeni şeylerde keşfediliyor ama çözümden çok ama çok uzağız.Bazen şunu düşünmek lazım, ya var oluşumuzda bu varsa? Bu olması gerekliyse.Senin gözün mavi diyelim benim kahverengi.Bunu değiştirebilirmisin? Yaratılışımızda ki detaylara sonradan müdahale edilemeyeceği gerçeğini bir gün sizde kabul edersiniz umarım.
Bioxcin Forte Şampuan


Tedavi Sürecim
https://www.sacekimisonuclari.com/index.php?topic=16513

Virtüöz

  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 1897
Ynt: Bir Gün Kelliğe Çare Bulunacağı Gerçeği
« Yanıtla #24 : 29 Nisan 2022, 17:17:29 »
İnan umrumda değilsin. Buraları okuyacak insanlar için yazıyorum.

Umrunda olmamam beni alakada etmiyor.

Edit: Bu kadar düşünme cevap vericeksin diye.Aynı alıntı üzerinden yanıt verirsen karmaşa olmaz.
Bioxcin Forte Şampuan


Tedavi Sürecim
https://www.sacekimisonuclari.com/index.php?topic=16513

Whatever Sc

  • Sr. Member
  • ****
  • İleti: 297
  • Saç ekimi sonuçları
Ynt: Bir Gün Kelliğe Çare Bulunacağı Gerçeği
« Yanıtla #25 : 29 Nisan 2022, 17:30:19 »
Sinirini bozar çünkü ben sana süreci anlatıyorum.Millattan öncesini bu zamana kadar hesaplasana.İnsanlar birbirlerine bakarak ya senin saçın neden dökülüyor ya da sen neden kelsin diye hiç mi sorgulamadılar? Bir icat veya buluş gibi değil bu.Maymunlar bile birbirlerindeki kusurları fark edebiliyor.O zamanda senin gibi insanlar bir gün bulunucak çözümü diye beklediler.Ama ömürleri yetmedi.Şuan kalksalar baksalar bize hala aynı yerlerinde sayıyor derler.Konuyu öyle bir açmışsın ki yakın gelecekte mucizeler bekliyoruz gibi.Hayır abi ne mucizesi hiç birşey olmıycak.Aha böyle rastgele bulunan yarım yamalak tedavilerle ya da ekim değişiklikleriyle ilerleriz.Senin dutasterid ile sonuca varman diğer insanların kellik problemini çözüyor mu? Bir ton yan etkisini göze alarak riske girmelerimi gerekli ? Daha adamlar yan etkisiz kafada dht bloklama yapamadılar.Kaldı ki dut kullanıp fayda görmeyenler var.Onlar napıcak peki? Trans ilaçlarımı kullansınlar? Sen saç için onu bile uygulattırırsın.

Kelimelerime takılacağına anlattığım şeyi anlasan çok daha faydalı olucak.Sorunun temelinin ne olduğunu sadece DHT ile kanıtlayamazsın.Ben zaten dht sebep değildir demedim ki? DHT sadece keşfedilen kısım.Stressin saç üzerindeki etkisi hakkında yapılan araştırma bile 2021 yılına dayanıyor.Düşün daha ne kadar geride olduğumuzu.Herkeste işe yarayan bir tedavinin çıkabilmesi sadece mucizedir.Senin söylediğin gibi bir tedavinin olabilmesi için kişiye göre gen dizilimi oluşturmak gereklidir.Nasıl yapılmasını planlıyorsun? Hadi birinde işe yaradı diğer denekte işe yaramadı napıcak peki? Öncelikle şunu anlayalım bu teknolojik bir ürün geliştirmesi değil.Saçları zararlı androjenlere karşı duyarsızlaştırma işlemi ve sıkıntı bununlada kalmıyor.Sen istersen kafada %100 blokla dhtyi bir başka sebep daha bulunacaktır.

Eski insanların hepsi mucit demedim.Zaten kellik için bir kişinin mucit olmasınada gerek yok.Senin verdiğin basit bir örnek sadece.Kalanımızın kullanması için ortada gerçek bir tedavi olmalı.Sadece saç üzerine geliştirilmiş, sadece saç üzerine etkisi olan birşey.Prostat hastalarını tedavi eden birşeyi ben niye saç için kullanıyorum? Hangimiz rahatsızlığımız olmadığı halde durduk yere ilaç alıyoruz ya? Kozmetik kusuru düzeltmeye çalışıyoruz dimi? O zaman hepimizin kullanabileceği birşey olmalı.

Bilimin büyüme hızını salgın hastalıklar üzerinden mi değerlendiriyorsun? Ya zorunlu zorunlu.Bugün bile covid olmasa kimse covid aşısı geliştirmek için yarışa girmezdi.Bu bilimsel bir büyüme değil ki bu sadece eldeki bilimi kullanarak tedavi geliştirmek.Kellik her zaman vardı.Niçin peki o çok pohpohladığınız bilimsel büyümeyi göremedik? 

"Evet kelliğe bu kadar özen gösterilmiyor ama bu hiçbir çalışma yapılmadığı anlamına gelmiyor. Saç ekimi, kök hücre, prp gibi yöntemler çalışmalar sonucu bulunuyor ve geliştiriliyor." İyide ben bunu sana sabahtan beri anlatmaya çalışıyorum.Binlerce yıldır hiç bir çalışma yapılmadı mı sanki? Bu saydığınız çalışmalar kellik tedavisinden o kadar uzak ki bize bunlar lazım değil.Zaten amaçta bu değil.Senin bahsettiğin husus kelliği tamamen kaldıracak tedavinin bulunacağını söylemen.O dediklerin tedavi bile etmiyor.İşte koca binlerce yıldır bulunan fda onaylı tek iki ilaç.Başkada birşey yok.Bize deneysel çalışmalar lazım.Procapil gibi.Bunların hedeflediği odak noktası ve amacı sadece saç üzerine.Ama koca bir dosya deneysel makalaler yazılmasına rağmen hala daha bir adım ilerleyemedik.

"Her an imkanlar gelişiyor. İnsan vücudu her an daha çok keşfediliyor.  Yani her an çözüme daha da yaklaşılıyor." İnsan vücudu karmaşık bir sistem.Bilgisayar gibi düşün.İmkanlar evet gelişiyor.Vücudta yeni şeylerde keşfediliyor ama çözümden çok ama çok uzağız.Bazen şunu düşünmek lazım, ya var oluşumuzda bu varsa? Bu olması gerekliyse.Senin gözün mavi diyelim benim kahverengi.Bunu değiştirebilirmisin? Yaratılışımızda ki detaylara sonradan müdahale edilemeyeceği gerçeğini bir gün sizde kabul edersiniz umarım.
Bence tüm olay bu, konuya yaklaşımın bilimsellikten uzak, felsefelere inanışlara dayalı.
Aynı uzunlukta karşılık versem tekrar yazacaksın. İkimizin de zamanı boş yere harcanmasın, kapatıyorum burada konuyu.

Whatever Sc

  • Sr. Member
  • ****
  • İleti: 297
  • Saç ekimi sonuçları
Ynt: Bir Gün Kelliğe Çare Bulunacağı Gerçeği
« Yanıtla #26 : 29 Nisan 2022, 17:50:57 »
her tarafı altına cevirmenin falan yollarını arıyorlardı demişsin ornek olarak gelişigüzel vermişsin ama ben hep derim her taraf altın olsa altını kim umursıcak ne değeri kalcak az olduğu için değerli diye tabi konuyla alakalı değil oylesine yazdım
 pc muhendisliği eski popiliritersi kalmamış diyorlar arkadas kimya muhendisiydi okulu biitirince işsiz kaldı bir şirketten yazılım dersleri aldı o işi yapıyor okulunu bitiren pc muuhendisleri çok geri diyor geliyorlar birseyden anlamıyorlar diyor pc işi yapan arkadas ben 25 sene once mezun oldum şimdiki muhendisler en basit  programları bile bilmiyorlar diyordu  galiba verilen eğitim eskiymiş bu bransta.yetersizmiş.gerikafalı bir eğitim diyorlar.insanlar kendileri ozel şirketlerden  ders alıyorlar dedikleri doğruysa vay halimize
Popüleritesi ve güncel iş imkanı hakkında pek bilgim yok. Eğer durum öyleyse sebebi
İş imkanı iyi diye herkesin bölüme doluşması
Kontenjanlar yetersiz kaldı, küçük küçük üniversitelere bilgisayar mühendisliği açıldı. Bilgisayar mühendisi bölümüne diğer bölümlerden akademisyen getirmek zorunda kaldılar. Onlar yetersiz kalabiliyor.Yine de bence verilen eğitimden değil de insanlardan kaynaklıdır bu durum. Hiçbir ilgi alakası olmayan insanlar iş iş diye bölüme girdi. Bilgisayar mühendisliği ilgi isteyen bir bölüm. Yoksa aşırı sıkıcı olabilir. Görüyorum, insanların çoğu yetersiz. Tam öğrenmeden ders geçiyorlar.

Virtüöz

  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 1897
Ynt: Bir Gün Kelliğe Çare Bulunacağı Gerçeği
« Yanıtla #27 : 29 Nisan 2022, 17:53:25 »
Elimizin kolunuzun bağlı olduğunu kim söylüyor? Milyarlarca insan milyonlarca şey üretiyor bu yüzden bir insanın bu kadar icatın hepsine hakim olması imkansız. Örneğin ben bilgisayar mühendisliği okuyorum. Yazılımların, elektroniklerin her şeyini öğreniyorum. Başkası doktor oluyor insanın tüm vücudu hakkında bilgi sahibi oluyor. Daha basite inelim adam oto tamircisi oluyor. Tüm otomobil düzeneğinden anlıyor. Eski yıllarda mekanik ve az sayıda icat vardı ve insanlığın çoğunun bunu kavraması basitti.
Evet tedaviler geliştirdiler buna itirazım yok. Mesele şu ki nasıl geliştirdiler? Kullandıkları doğal özlerin hastaya nasıl etki ettiğini belirtebiliyorlar mıydı? Hayır. Deneye deneye öğreniyorlardı. Simya bu yüzden bilim sayılmaz. Çünkü bilimsel değil deneysel çalışır. Lütfen bana simya tanımı yaptırma burada git araştır. Simyayı bilimden üstte tutuyorsun ne anlatayım ki ben sana?  Adamlar ölümsüzlük iksiri bulmaya çalışıyordu. Her şeyi altına falan çevirmenin yöntemlerini araştırıyorlardı.
O en sözü geçen, en üstün kişilerin Türkiye'de yaşayan fakir bir insan kadar bile imkanı yoktu. Dünyanın öbür ucundan insanlarla hızlı iletişime geçebiliyorlar mıydı?  Bir padişahın ömrü seferde geçiyordu. Yarım saatte kıta değiştirebiliyorsun. Prenseslerin binbir zahmetle bitki getirtiyor veya getirtemiyordu.Şimdi aynı bitkiyi içeren profesyonel karışımları amazondan 5 dakikada sipariş ediyor kadınlar.
Hayır ne olacaktı da kelliğe tedavi bulacaklardı? Nasıl bir tedavi üretmelerini beklerdin o insanların?  Kellik akademik düzeyde bilgi gerektiren tedaviler gerektiriyor. Moleküler inceleme gerektiriyor. Var mıydı bu teknolojileri?
Büyü konusu beni aşar haklısın. Safsatalardan anlamam.

Kellik konusunda elimizin kolumuzun bağlı olduğu apaçık ortada.Bunu görmüyormusun? "Milyarlarca insan milyonlarca şey üretiyor bu yüzden bir insanın bu kadar icatın hepsine hakim olması imkansız." ya sana kim diyor zaten tüm insanlar bunun üzerine yoğunlaşsınlar diye? Şuan uygulanan tedavilerinde simyacılardan farkı yok.Deneye deneye ilerlemek nasıl bilimsel sayılmaz? Şuan yapılan ne? Gökten vahiymi iniyor? Ortada üstüne katacak tedavi yok tedavi.Senin bahsettiğin bilim anca burda devreye girer.Konumu hatırlarsın birçok makale paylaştım.Dahada paylaşmadıklarım vardı.Senin bilim dediğin bu mu şimdi? Ben sana simyanın tanımını gayet iyi biliyorum.Önceki yorumunda buna istinaden ben sana tanımlama yapmak zorunda hissettim.Yazdıklarımdan simyayı bilimden üstün tuttuğum kanısına vardıysa yazık diyecek sözüm yok.Ben ne anlatıyorum sen ne alıyorsun."Adamlar ölümsüzlük iksiri bulmaya çalışıyordu. Her şeyi altına falan çevirmenin yöntemlerini araştırıyorlardı." Eee... yani? Şimdi de uğraşmıyorlar mı sanıyorsun? Bu nasıl bir mantık yürütmek ya."O en sözü geçen, en üstün kişilerin Türkiye'de yaşayan fakir bir insan kadar bile imkanı yoktu. Dünyanın öbür ucundan insanlarla hızlı iletişime geçebiliyorlar mıydı?  Bir padişahın ömrü seferde geçiyordu. Yarım saatte kıta değiştirebiliyorsun. Prenseslerin binbir zahmetle bitki getirtiyor veya getirtemiyordu.Şimdi aynı bitkiyi içeren profesyonel karışımları amazondan 5 dakikada sipariş ediyor kadınlar." Hala daha teknolojik üstünlüklüklerin getirdiklerinden bana bahsediyorsun.Ben sana diyorum ki kellik tedavisi üzerine yoğunlaşıldığı halde kimse yol alamadı.Bu bir yaşamsal teşkil eden sorun değil.İnsanlar sayısız şeyler deneyebilirdi.Denedikleri halde bulunmadı.Saw palmetto bitkisini farz et, kafeini farz et.Bunlar tedavilerde kullanılmadımı sanıyorsun? Hepsi denendi.Denenmeyede devam ediyor.Ama birisi gerçekten işe yaramış olsa bu yazılı kaynaklarca aktarılırdı."Hayır ne olacaktı da kelliğe tedavi bulacaklardı? Nasıl bir tedavi üretmelerini beklerdin o insanların?  Kellik akademik düzeyde bilgi gerektiren tedaviler gerektiriyor. Moleküler inceleme gerektiriyor. Var mıydı bu teknolojileri?" Sadece akedemik düzeyde bilgi gerektiren tedaviler mi işe yarıyor sanıyorsun? Ulan bulunan iki ilaçtan biri hipertansiyon.Yan etkisini sen bile olduğun yerde keşfedersin.O zamanın insanlarıda bilgili ve tecrübeliydiler.Yok hepsi cahil cühelaydı dimi? Tarih kitaplarında yer almamış bir çok çözüm türetildi.Belki moleküler inceleme yapamazlardı ama onlarda neyin ne olduğunu kavrıyorlardı.Şuan elinde imkan varda ne oluyor? DHT'nin keşfi 1950'li yıllara dayanıyor.Minoxidil 1980'lere dayanıyor.Finasterid 1992'de dayanıyor.Aradan kaç yıl geçmiş sen hesap et.Konumuz değil ama sana burda büyü hakkında onca kaynak sıralardım da uğraşamıycam gerçekten.
Bioxcin Forte Şampuan


Tedavi Sürecim
https://www.sacekimisonuclari.com/index.php?topic=16513

emekli kel

  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 10133
Ynt: Bir Gün Kelliğe Çare Bulunacağı Gerçeği
« Yanıtla #28 : 29 Nisan 2022, 18:04:29 »
Popüleritesi ve güncel iş imkanı hakkında pek bilgim yok. Eğer durum öyleyse sebebi
İş imkanı iyi diye herkesin bölüme doluşması
Kontenjanlar yetersiz kaldı, küçük küçük üniversitelere bilgisayar mühendisliği açıldı. Bilgisayar mühendisi bölümüne diğer bölümlerden akademisyen getirmek zorunda kaldılar. Onlar yetersiz kalabiliyor.Yine de bence verilen eğitimden değil de insanlardan kaynaklıdır bu durum. Hiçbir ilgi alakası olmayan insanlar iş iş diye bölüme girdi. Bilgisayar mühendisliği ilgi isteyen bir bölüm. Yoksa aşırı sıkıcı olabilir. Görüyorum, insanların çoğu yetersiz. Tam öğrenmeden ders geçiyorlar.
[/quote
 herkesin doluştuğu yerde çizgini bozmazsan bir yere gelirsin yoksa o doluşanlar gibi olursun.hiç sevmem bir yer faydalı butun cakallar doluşuyor.ama kuru gurultu cakallıklarınla sonuca ulaşıcağını sanıyorlar yanılıyorlar.
Saç konusunda eğitim almadım.Söylediklerim sadece sitelerden öğrendiğim bilgilerdir.

Virtüöz

  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 1897
Ynt: Bir Gün Kelliğe Çare Bulunacağı Gerçeği
« Yanıtla #29 : 29 Nisan 2022, 18:59:10 »
Evet hormonal bir mesele. Erkeklerin %85'i yaşlanana kadar mutlaka aga yaşıyor. Agaya maruz kalmayan kesim de 20-30 sene daha yaşasa maruz kalacak büyük ihtimalle. 80-90 yaş üstü kadınlarda bile aga başlıyor.
İnsanın aga yaşayacağı yaşı belirleyen faktör saç duyarlılığı ve androjen miktarı. Ancak bu sorumlunun hormon olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Yani kökten çözümdeki mesele hormonu saç reseptörlerinden uzak tutmakta yatıyor. Ki bunu kısmen yapabilen kimyasallar  şu an bile mevcut.
Onu geçtim kelliği doğuştan engellemek de imkansız değil

Bilim camiası uzun zamandır genlerle uğraşıyor. Ve hatrı sayılır bir yol da katedildi.
https://www.britishcouncil.org.tr/programmes/education/cubed/human-genetic-engineering-debate
Kellik geni bile araştırılıyor.
https://www.google.com/amp/s/www.ntv.com.tr/amp/saglik/kellik-geni-bulundu,G6bFqLGdREqZf-vvCP4ujg

Bilim her zaman yetersizdir. Bilim hiçbir zaman her şeye yeterliği olamayacak. Bir kapı açmak, açılacak 5 kapı doğuracak.  Ama büyük bir felaket olmadığı sürece ilerleyiş kümülatif olacak. Bu yüzden bilime güveniyoruz. Büyüden, din ve simyadan medet uman biri olarak senin güvenmene gerek yok.

Bende bu yazına son kez cevap verip kapatıcam konuyu.Çünkü aynı dili konuşmadığım insanlarla tartışmaya girmek sadece zaman kaybı yaratıyor.

Öncelikle ben bilimsellikten uzak konuşmuyorum.Hakikat denen birşey var.Elmayı armuttan ayırmak gerekli.Felsefi inançlar dediğin şeyler süreci temsil ediyor.Ben sana demiyorum ki ruhani inançlardan tedavi üretilebilir.Sana dediğim şey şu; A noktasından B noktasına giden bir hayat var.Bu hayatın içerisinde bizi etkileyen sorunlara çözüm her zaman üretilmeye çalışılmıştır.Devasa bir zamandan bahsediyorum.

Senin o aga dediğin şey yaşlılıktan ileri geliyor.Şansı olan, saçları genetik olarak kuvvetli olanlar dökülmüyor.Misal herkesin olgunluk çizgisi var.Bu hormonal sebeplerden değil.Zaten hormonun yaptığı kötü birşeyde yok.Senin saçların genetik olarak duyarlı.Burda hormonu suçlayamazsın.Saçların belirli bir ömrü var.Bu doğuştan senin genetiğine yazılmıştır.Sen saçı istediğin kadar androjenlere karşı korumaya çalış yaş ilerleyince saç ömrünü tamamlayınca dökülür.Erken dökülme yaşayanlar bu söylediğimin üzerine birde saçı duyarlı olduğundan süreç hızlanıyor.Şuan kimyasalların yapabildiği tek şey olabildiğince saç köklerini cılızlaştırmasını engellemek.Buna bir itirazım yok zaten.

Ben bilimin uğraşmadığını söylemiyorum ki.Elbet ki denemeler yapılıyordur.Ama genetik o kadar basite alınacak birşey değil.Yıllar süren çalışma gerektirir.Bu tür haberler her zaman vardı olucakta.Nasıl ki 20 yıl öncesinde kellik tarih oluyor diye haberler yayıldıysa şimdi de aynı şey oluyor.Biz çalışmaların nereye vardığını göremeyeceğiz zaten niye konuşuyorsak.Ben bilimsel çalışmaları artık takip etmiyorum.Çünkü benim için önemli olan kullanıcı deneyimidir.Baz alınması gereken kriterde bu olmalı.Araştırma yapılmış, yok şöyle sonuç alınmış birşey ifade etmiyor.

"Bilim her zaman yetersizdir. Bilim hiçbir zaman her şeye yeterliği olamayacak. Bir kapı açmak, açılacak 5 kapı doğuracak.  Ama büyük bir felaket olmadığı sürece ilerleyiş kümülatif olacak." bu doğru zaten.Buna bende katılıyorum.Sıkıntı şu tam anlamıyla birikecek elde veri yok.Sadece deneniyor.Ucunu bir yakalasalar üzerine gidilebilir.Minoxidil mesela üzerine gidilsede çalışma prensibi çözülemedi.

"Bu yüzden bilime güveniyoruz. Büyüden, din ve simyadan medet uman biri olarak senin güvenmene gerek yok." Ya bu nasıl bir yazı ya avelmisin? Ben inançlarımı sanamı itelemeye çalışıyorum veya senin yolunumu saptırtıyorum.Manyakmısın nesin ya? Neye güveniyorsan neye inanıyorsan özgürsün.Saçma sapan konuşmanın manası yok.Ben güvenmiyormuyum diyorum? Senin gibi tipler ortalıkta "bilim moruq ya herşey bilimde çözülüyor kanka ya sal oğlum bilim diyorum yaa" diye ortalıkta bilim bilim diye zırvalayan bunuda popülaristlik düşüncesiyle yapan, yeni nesil modernlik görüşü bunda sanan, başka dışardan gelen herşeyi gözünü kapatan gıcık bir tip olduğunu düşünüyorum.Ha bunlar bide deist tipler olduğundan inanç hakkında en ufak bir laf söz geçtiğinde kendilerini sorgulanıyor sanıyorlar.Ben dinden bile bahsetmedim sadece bir cümle örnek verdim  ;D
Bioxcin Forte Şampuan


Tedavi Sürecim
https://www.sacekimisonuclari.com/index.php?topic=16513

 

Facebook Twitter Instagram