Saç Dökülmesine kesin çözüm konusunun 3.bölümüdür 1 ve 2. bölümü okumadıysanız önce onları okumalısınız. Hiçbir bölümü atlamadan okuyun.
1.Bölüm =
https://www.sacekimisonuclari.com/index.php?topic=25890.02.Bölüm =
https://www.sacekimisonuclari.com/index.php?topic=25895.0Perfect Hair Health Rob English
Saçlarımız neden dökülür ?eğer google üzerinde saçlarınızın neden döküldüğünü araştırırsanız karşınıza çıkacak olan sebepler şunlar olacaktır:
1 Genetik
2 DHT(dihidrotestesteron)
3 yüksek testesteron
ve başka milyonlarca tek satırlık yanıtlar.
peki ya gerçekte durum böyle mi? Hem evet hem hayır şöyle açıklayayım:
Evet genlerimiz saç dökülmesinin kaynaklarından biridir, ama genlerin sebep olduğu durumlar gen'in kendisinden çok daha önemlidir.
Evet,DHT(testesteronun etkin hali) saç dökülmesinin kaynağı olarak bilinir. ama sadece bir DHT türü saç dökülmesine sebep olur Scalp Tissue DHT(Kafa deri altında ki DHT) şöyle bir paradoks var Kanda bulunan DHT Düşük seviye saç dökülmesinin sebebi olabilirken vücut derisi altında bulunan DHT Kıllanmaya sebep olmaktadır.
Evet, Saçları dökülen erkekler genelde yüksek seviye testerona sahip kişilerdir. Ayrıca genetik saç dökülmesi düşük seviye testesterona sahip erkeklerde de görülür. Bu da demek oluyor ki önemli olan kandaki Testeron seviyesi değil kafa derisi altında ki testerondur.
Kelleşen kafa derisine yakından bakalım
Saç dökülmeniz hangi bölgede mevcut ? vertex ? şakaklar ? hepsi birlikte ? ellerini dökülmenin olduğu yerlerde gezdirin ve derinizin durumunu inceleyin daha sonra saç dökülmenizin olmadığı bölgeleri (yan ve arka) inceleyin. sizde farkettiniz mi? kel olan bölgelerimzde derimiz daha sert, çok daha az esnek.
şimdi de ayna karşısına geçin ve kafanızı inceleyin. görsel olarak bir fark görüyor musunuz?
birçok kişi kel bölgelerinin parladığını bildirdi. belki de sizde görebilirsiniz.
Kel bölgeler daha parlak, Daha şişkin
neden kel olan bölgeler daha gergin, daha şişkin ve daha parlak?
Çünkü kel bölgelerinizde ki deriniz kolajen denilen bir şeyin aşırı üretimi sebebiyle daha gergin, daha şişkin ve daha parlak. Kolajen, cildimiz gibi bağ dokularımızı oluşturan lifli proteindir. Küçük bir kağıt kesiği alırsanız, cilt hücreleriniz yarayı onarmak ve cildi eskisi kadar pürüzsüz hale getirmek için yeni kolajen üretir. Ancak cildimizi çok derinden kesersek cildimiz daha fazla kolajen üretir. ama bunu sadece daha fazla kolajen olarak değerlendirmeyin. kontrolsüz ve düzensiz kolajen salınımı bölgede kusurlu iyleşmeye ve yara dokusuna sebebiyet verir. Derin bir kesik aldığımızda o izi kalıcı olarak taşımamızın sebebi budur.
Saçsız deri düzensiz kolajen salınımı sebebiyle daha gergin, daha şişkin ve daha parlaktır
Erkek tipi saç dökülmesine sahip insanların vertex ve şakaklarında dökülme yaşamayan insanlara göre 4 kat daha fazla kolajen lifleri vardır. Bu sebeple saçsız bölgeler yara dokusuna dönüşmektedir.
Düzensiz kolajen salınımı Fibroz olarak adlandırılır. bir başka deyişle nerede saç dökülmesi varsa orada fibroz vardır. peki fibroz saç dökülmesinin asıl sebebi mi? bunun cevabını düzensiz kolajen salınımına ve fibroza sebep olan nadir bir otoimmun hastalığı inceleyerek bulabiliriz: Skleroderma
Skleroderma-Fibroz-Saç Dökülmesi bağlantısıSkleroderma durumunda, vücut gerekenden fazla kolajen üretimi eğilimindedir. Bazen ciğerlerde, ellerde, ve kafa derisinde görülebilir. kolajen vücudun neresinde birikirse biriksin görsel sonuç hepsinde aynıdır. Daha gergin daha şişkin ve daha parlak bir cilt.
Şu iki fotoğrafı inceleyin birincisi skleroderma hastasının eli ikincisi ise saç ekimi yaptıran kel adamın kafa derisi.
parmaklarda ve kafa derisinde bulunan aynı parlaklığı farkettinizmi. Şunu bilmenizi isterim kafa derisinde skleroderma gelişen kişiler hemen sonrasında saç dökülmesi yaşarlar. yani önce kolajen ve fibroz daha sonra saç dökülmesi gelir.
Fibroz saç foliküllerine salgılanan kan akışını kısıtlıyorFibrozun yoğun bulunduğu deri altında kan akışının yavaşladığı ve kısıtlandığı kanıtlandı. bütün skleroderma hastaları aynı zamanda zayıf dolaşım sistemine sahiptir. Zayıf dolaşım daha az kan demektir. Daha az kan ise daha az oksijen. eğer saç foliküllerine yeterli kan akışı sağlanmaz ve yeterli oksijen ulaştırılmaz ise saçlar büyüyemez. bir araştırmada erkeklerin kel bölgelerinin saçlı bölgelerine kıyasla %40 daha az oksijen seviyesine sahip oldukları gözlemlenmektedir. Peki saç foliküllerine kan akışını kısıtlayan başka bir etmen varmı ? Evet Buna arteriyel kireçlenme diyoruz.
Saçımıza giden kan akışını ve oksijeni azaltan sadece fibroz değildir. Saçsız bölgelerde, foliküllerimizi dolaylı olarak destekleyen kan damarları - kafa derisinin alt katmanlarında - kireçlenmiş olmaktadır.
Kireçlenme nedir ?Tıp uzmanlarına göre, kireçlenme "kalsiyumun, genellikle görünmediği yerlerde biriktmesidir.". Yaşlı insanlarda genellikle daha fazla kireçlenme olduğundan, araştırmacılar bir zamanlar bu sürecin normal yaşlanmanın bir parçası olduğunu düşündüler. Ancak yaş ile kireçlenme arasındaki ilişkinin gerçekten var olmadığı ortaya çıktı. Kireçlenme yaşla birlikte artmak zorunda değildir. Genç erişkinlerde yaygın olabilir ve yaşlılarda neredeyse hiç olmayabilir. Son olarak, kireçlenmenin mutlaka kalsiyum açısından zengin bir diyetten kaynaklanmadığını da belirtmek önemlidir. Kalsifikasyon fibrozise neden olur mu? Muhtemelen değil. Çoğu araştırma, kalsifikasyon ve fibrozisin aynı alanlarda meydana gelebileceğini, ancak muhtemelen birbirinden bağımsız olduğunu öne sürüyor.
DHT Kireçlenme ve Fibrozise Neden Olur mu? İşte burada işler biraz karışıyor. Yapılan bir araştırmaya göre androjen(steroid) alan erkek ve kadınlarda akteriyel kireçlenme riskinin önemli ölçüde arttığı belirlendi. Farelere uygulanan DHT ve testeron enjeksiyonlarının akteriyel kireçlenme lezyonlarını %200-400 oranında arttırdığı belirlendi.testosteron ne kadar fazla enjekte edilirse kireçlenme o kadar fazla olur.
Ancak paradoksal olarak, test tüplerinde (vücudumuz dışında) yapılan çalışmalarda, artan androjenler kireçlenmeye neden olmaz. Bu testlerde androjenler kireçlenmeye karşı koruma sağlar.
Buda aklımıza iki şey getiriyor :
1. androjenler tek başına kireçlenmeye sebep olmuyor.
2. Test tüpü çalışmalarında en az bir "gizemli değişken" eksik. androjenler + "gizemli değişken" = kireçlenme denkleminin doğru olduğunu düşünüyoruz.
DHT erkek tipi saç dökülmesi ili ilgili ana androjendir. Ama yapılan bu araştırmalara göre DHT tek başına kireçlenmeye ve fibroza sebep olmuyor. Bu sebeple DHT tek başına saç dökülmesi için bir sorun teşkil etmiyor.
Şimdiye kadar öğrendik ki androjenler tek başına kireçlemeye sebep olmuyor ama vücuda enjekte edilen androjenler başka değişkenler ile sentezlenerek kireçlenmeye sebep oluyor. peki nedir bu değişkenler ?
2016 yılında araştırmacılar ilk değişkeni buldu : Androjen reseptörleri
Androjen reseptörü nedir ?Androjen reseptörü(AR), androjenlerin kendilerini bağladığı hücrelerin içerisinde bir bölümdür. Dht'nin iniş pisti olarak düşünebilirsiniz. iniş pisti olmadan DHT hücreye bağlanamaz. Androjen reseptörleri her zaman aktif değildir. Genellikle DHT veya testosteron varlığında açılırlar, ardından bu hormonlar etrafta olmadığında kapanırlar. İşte bildiklerimiz: Normal farelere DHT enjekte edersek, kireçlenme geliştirirler. Ancak androjen reseptörü üretemeyen farelere DHT enjekte edersek kireçlenme olmaz. Peki androjen reseptörü üretemeyen farelere DHT enjekte ettiğimizde ne olur ?
1. kireçlenmeyi önleyen proteinlerin oluşumu aktive edilir.
2- kireçlenmeyi sağlayan proteinlerin oluşumu engellenir.
bir başka deyişle, reseptör üretemeyen farelere dht enjekte ettiğimizde kireçlenme oluşturmadılar. işte ikinci gizemli değişkenimiz : kireçlenme düzenleyici proteinler:
1. prostaglandin d2
2. dönüştürücü büyüme faktörü beta 1
3. kemik morfogenetik proteini 2
4. kemik morfogenetik proteini 4
5. alkalin fosfataz Ve çok daha fazlası..
Peki Artmış DHT'yi, artmış androjen reseptörlerini ve dengesiz kalsifikasyon düzenleyicilerini aynı anda ne tetikleyebilir? Bunun cevabı ikiye ayrılıyor 1) kronik enflamasyon 2) hormonel dengesizlik
1. Kronik enflamasyonEnflamasyon nedir ?
enflamasyon vücudumuzun dış etkenlere doğal tepkisidir. yaralanmalara, enfeksiyonlara, toksik kimyasallara gibi.
örnek olarak parmağımızı kapıya sıkıştırdığımızda vücudumuz bu sakaltığı tehdit olarak algılar. ve iyileşmeyi başlatabilmek için o bölgeye enzimleri, proteinleri ve hormonları gönderir. Bunların hepsi doğal, normal ve bizim için sağlıklı olandır.
Kronik enflamasyon sağlıklı değildir. bu enflamasyonun asla bitmediği durumdur bir virüs gibi. yada iyileşmeye ülser gibi. Bu durumlarda enflamasyon her zaman mevcuttur, bu nedenle dokularımız asla tam olarak iyileşmez. bu otoimmünite ve kanserle ilişkili enflamasyon türüdür. Ve genellikle skarlaşmaya yol açar(Fibroz).
2.Hormonel DengesizlikSaç dökülmesi hormonal bir dengesizlikle yakından bağlantılıdır. Spesifik olarak, testosteron:östrojen oranımız.
T:Ö dengesizliklerinde yapılan araştırmalar bu dengesizliğin kalsifikasyon ve fibrozdan önce gerçekleştiğini göstermektedir. Vücudumuzun T:Ö oranı, kireçlenme düzenleyicilerimizi "düzenlemeye" yardımcı olan bir şeydir. T:Ö oranımız dengesizse, kireçlenme riski daha yüksektir. Bu, dengesiz bir T:Ö oranının neden kalp hastalığı ile bu kadar güçlü bir şekilde ilişkili olduğunu açıklar. Erkeklerde, daha düşük testosteron seviyeleri, daha yüksek kireçlenme ve felç oranları ile ilişkilidir.
Şimdi son soruya gelelim
Kronik enflamasyon ve dengesiz T:Ö oranı neyden kaynaklanıyor ?Kronik inflamasyona, dengesiz bir T:Ö oranına ve saç dökülmesine neden olan koşullara katkıda bulunan binlerce faktör varken, Bunlardan dört tanesi çok önemli…
Diyetimiz, yaşam tarzımız, mikrobiyom ve çevresel faktörler
İlerleyen bölümlerde bunlara deyineceğim şimdilik bilmemiz gerekenler bu kadar. Şimdi rob english'in oluşturmuş olduğu saç dökülmesi akış şemasına göz atalım ve Bir kaç tedavi yönteminin bu şema içerisinde nereyi hedef aldığını belirleyelim. bu sayede hangi tedavinin işe yarayıp hangisinin yaramayacağını belirleyebiliriz.
1.MinoxidilMinoxidil Kan dolaşımını arttırmak amacıyla uygulanır. Kan dolaşımı akış şemasının neresinde ?
Resimde gösterildiği üzere Fibroz + Kireçlenmenin altında. Minoxidil kan dolaşımı arttırır ama fibroz ve kireçlenmeyi önlemeyecektir fibroz ve kireçlenme ilerlemeye devam ettikçe minoxidil yetersiz kalıcak ve saç dökülmesi kaçınılmaz olacaktır.
2.Finasteride- DutasterideFinasteride-Dutasteride İlaçları DHT baskılayıcı ilaçlar statüsündedir. Dht Şemamızın neresinde?
gösterildiği üzere Fibroz ve kireçlenmeye sebep olan bölgede. bu demek oluyor ki Dht baskılayıcı ilaçlar kullanırsak Fibroz ve kireçlenme oluşumunu engelleyebiliriz bu sayede kan akışı yavaşlamaz ve saçların oksijeni azalmaz. Dökülmeyen saçlarımızı korumak için etkili bir yöntemdir. Fakat halihazırda fibroza ve kireçlenmeye uğramış bölgeleri tedavi edemez o bölgelerdeki saçları geri kazandıramaz.
3.Deri manipüle yöntemleri (Masaj, Mikroiğneleme vb.)
Doğru tekniklerle uygulanan deri manipüle yöntemleri masaj, mikroiğneleme vs. bu akış şeması üzerinde nereyi hedef alır diye soracak olursanız deri manipüle işlemlerinin deri altındaki kolajeni(fibroz) düzenlediğine dair çalışmalar mevcut. Kolajenin yoğun olduğu bölgelerde saçlar minyatürleşmeye başlar eğer deri manipüle işlemleri gerçekten bunu önlüyorsa o zaman henüz fazla kolajenden dolayı yara dokusuna dönüşmemiş bölümlerde minyatürize olmuş saçların tekrar kalınlaşması ve geri kazanımı mümkün. Ayrıca deride artan esneklik artışı kan dolaşımının rahatlamasına bu sayede oksijen iletimine sebep olacaktır. Fakat bu konu deri manipüle işlemlerinin önemini açıklayabilmek için biraz eksik kalıyor ilerleyen bölümde deri gerginlik teorisi üzerine çalışacağız.