Merhabalar. 1.5 sene önce tanıştığım ve sayesinde saç dökülmemi tamamen durdurduğum bazı saçlarımı ise geri kazandığım bir kişinin hikayesini sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu konu içerisinde saç dökülmenizin size söylenmeyen sebeplerini, uygun tedavi yöntemlerini öğreneceksiniz. Erkek tipi dökülmeniz var ise dökülmeyi tamamen durdurabilecek ve henüz tamamen kapanmayan dökülmüş saçlarınızı geri kazanabileceksiniz. Kocakarı çözümleri yok. Bu konuda anlatılacak olan her şey bilimsel çalışmalara dayanmaktadır.
Hiçbir Bölümü atlamayın konuyu baştan sona kadar sakince okuyun. öğreneceğiniz şeyler sizleri çok heyecanlandıracak.
işte 2007 yılından beri erkek tipi saç dökülmesine çare arayan bir adamın hikayesi
Rob English"10 yaşlarımdayken bile her zaman güzel saçlara sahip olduğumu düşünen biriydim. Bir gün annem bana saçlarımı kısa kesmek istemediğini söyledi
çünkü saçlarımın çok seyrek olduğunu düşünüyordu. Bunu hiç önemsemedim çünkü çok gençtim ama lise zamanlarıma geldiğimde işler değişti.
16 yaşımdayken yaşadığım bir anımı hatırlıyorum. sınıftaydım ve hoşlandığım kızın tam önündeki sırada oturuyordum. Kız beni dürttü ve
tepe bölgemin kelleşmeye başladığını söyledi. bende gülüp geçtim çünkü bilirsiniz lisedeydim ve sınıf arkadaşlarınızın sizi neyin incittiğini
bilmelerini istemezsiniz eğer öğrenirlerse dalga konusu olabilirsiniz. Ama aslında bu durumdan çok rahatsız oldum. bu diğer insanların
benim saçlarıma dikkat ettiğini farkettiğim ilk andı. Saçlarımın incelmeye ve seyrekleşmeye başladığını farkettim ama bunu önlemek için
ne yapacağımı bilmiyordum. nihayetinde saç ekimi ve dermatoloji uzmanı dr robert leonard'tan randevu aldım. Eğer bana neler olduğunu
açıklayabilecek biri varsa o da bu kişidir. sonra onun ofisine gittim ve sekreteriyle tanıştım sonra dr leonard odaya girdi.
üzerime yürüdü saçlarıma bir el gezdirdi ve erkek tipi genetik dökülmeye sahip olduğumu tepe ve şakaklarımda açılmalar olduğunu
saçlarımın kesinlikle döküleceğini söyledi. bütün dünyam başıma yıkıldı. sadece 17 yaşındaydım ve şimdiden kelleşiyordum ve yapabilecek
hiçbir şeyim yoktu. kendi kendime acaba ben neyi yanlış yapıyorum ? neden bu benim başıma geldi ? bunu düzeltmemin bir yolu var mı? diye sordum.
dr leonard, erkek tipi dökülmenin genetik ve erkeklik hormonundan kaynaklandığını, bunun sürekli ve aşama aşama olarak daha da kötüye gideceğini
söyledi. sonra tedavi seçeneklerini sıraladı.
1-) Finasteride (propecia) kullan.
2-) minoxidil ve ya rogaine kullan bu ilaç kan akışını sağlayacak.
3-) Lazer terapi'yi dene (o zamanlar yepyeni bir şeydi). ve
4-) Saç ekimi düşün.
ama hemen sonra söylediği şey beni hayal kırıklığına uğrattı. ilk üç tercih sadece hayat boyu kullandığın sürece işe yarıyordu. rogaine etkiliydi ama sadece kullandığın sürece, propecia yine aynı durum.
fiyat olarak 2007 zamanında bir aylık finasteride reçetesi 50$ tutuyordu. minoxidil aylık 30$. düşük seviye lazer terapi uygulaması klinik
içerisinde 8 seans 2000$. saç ekimi ise 8000$ ile 15000$ arasında değişiyordu. benim etim ne budum ne bütün bunlara nasıl para yetiştireceğim.
ayrıca artık daha fazla saç kaybetmek istemiyordum bir şeyler yapmam gerekiyordu. bu yüzden hemen birazcık rogaine aldım. ayrıca finasteride(propecia)'de aldım
ama o gece internette bu ilacın yan etkilerini okudum çok fazla korkuya kapıldım hemen ertesi gün çöpe attım
. rogaine kullanmaya başlamak
aklımı biraz rahatlattı. kendime dedim ki proaktif oldum ve sorunu çözdüm. ilk birkaç ay için her şey normale döndü kafam rahattı. ama her şey planlandığı
gibi gitmedi. seyrekleşme yavaşladı ama tam olarak durmadı. 6 ay boyunca hiçbir ilerleme kaydedemedim ama belki de biraz daha zamana ihtiyacım var
diye düşündüm belki de tam sonucu görebilmek için 1 yıl beklemem gerekir dedim. sonra ki iki yıl boyunca hala rogaine kullanmaya devam ettim ve
hala saçlarım dökülmeye devam ediyordu. işte bu gerçekten rehavete kapılmaya başladığım andı. sonra benimle aynı durumda olan insanların yaptığı şeyi yaptım
doğal çözümleri, takviyeleri, serumları, şampuanları aklına ne gelirse söyle ben muhtemelen denemişimdir.biotin, saw palmetto, lazer tarak, evening primrose yağı,
emu yağı, kabak çekirdeği, kastor yağı, soğan suyu, elma sirkesi, zerdeçal, a vitamini, e vitamini, ısırgan otu, betasterol, yeşil çay, çinko özü...
insanların diyetini değiştirdikten sonra saçlarını geri kazandığı yazılar okudum. vejetaryanizm, veganizm, paleo, low carb paleo, ray peat diyeti...
tüm bunları yaptım. her birinde umarım bu işe yarar dedim ve her birinde hayal kırıklığına uğradım.
2011Herşey kötüleşmeye devam etti. bir arkadaşımla san luis piskopos zirvesine tırmanmaya gittim ve arkadaşım beni indiğimiz sırada videoya çekti.
o videoyu izlediğimde o müthiş manzarayı görmüyordum tek gördüğüm kafamın tepesindeki kel bölgeydi
![]()
yıllardır ne yaparsam yapayım büyümeye devam
eden o bölge. Saç dökülmesine karşı olan yaklaşımımı değerlendirmeye başladım. doğal ve geleneksel çözümler arayarak kendimi parçalamıştım.
finasteride'ten korkuyordum giden saçlarımdan da umudumu yitirmiştim asla geri gelmeyeceklerdi. sonuç olarak reklamlarda karşıma ne çıktıysa satın
almıştım. daha yeni farkına vardım ki bu tamda pazarlayıcıların istediği senaryoydu. cahillik ve çaresizlik. tüm saç dökülme endüstrisi
bu soruların cevaplarını bilmedğimiz için para kazanır. 1-) propecianın yan etkileri gerçekte ne kadar riskli? 2-) bitkisel çözümler gerçekten işe yarıyor mu ?
cevap evetse hangisi ? 3-) pahalı terapiler (prp,lazer,kök hücre) gerçekten verdiğimiz paraya değecek kadar yaralı mı? 4-)neden bazı takviyeler ve
diyetler bazıları için işe yararken bazıları için yaramıyor ?
eğer bu soruların cevaplarını bilseydiniz sadece ihtiyacınız olan tedavileri uygulardınız. bunların cevaplarını bilmenizi istemezler çünkü hepsini alın isterler.
bu soruların cevabını bulmak birçok yılımı ve binlerce dolarımı aldı. ben bunları zor yoldan öğrendim ama öğrendiğim zaman kendime söz verdim.
Her gördüğüm ürünü satın almak yerine zamanımı kendimi saç dökülmesinin sebepleri, tedavileri üzerinde eğitmeye harcamaya başladım.
en iyi senaryoda ihtiyacım ve bana uygun olan tedavi yöntemleri bulacaktım. en kötü senaryoda ise saçlarımın neden döküldüğünü kavrayacaktım.
medikal araştırmalara ücretsiz olarak erişmek için üniversite aboneliğimi kullandım ve saç dökülmesinin bilimi üzerine okuyabileceğim ne varsa
okudum. Jama, ingiliz dermatoloji dergisi, Dermatolojik tedavi, araştırmacı dermatoloji dergisi... hepsini okudum. Sonra dünyanın en büyük saç dökülmesi
uzmanlarını takip etmeye başladım. Rodney sinclair, ralph pause, david whiting, ralph truip ve daha fazlası. Öğrendiğim şeyler beni tam olarak büyüledi.
DHT'nin kafa derisinde ki saçların dökülmesinin sebebi olduğunu ama aynı zamanda yüzde ve göğüste kıllanmaya sebep olduğunu biliyormuydunuz.
genetik olarak aynı olan Tek yumurta ikizlerinin birbirinden farklı olarak kelleşmeye başlayabildiğini biliyor muydunuz?
bu da saç dökülmesinin tamamen genetik sebeplerden olmadığını açıklıyor.
Doktorlar tarafından sürekli söylenen DHT = Saç dökülmesi argümanının araştırmacılar tarafından neden DHT Kafa derisinde kellik oluşturduğunun tam olarak
anlaşılmadığını ve deneysel olarak kanıtlanmadığını biliyor muydunuz?
En güçlü DHT engelleyicilerinin bile saç dökülmesini durdurabileceği ama çok çok nadir olarak dökülen saçların geri çıkmasını sağladığını biliyor muydunuz?
Araştırmaya devam ettikçe başka şeylerin olduğunu da farkettim. Evet dht kesinlikle erkek tipi dökülmenin nedenlerinden sadece birisi ama ayrıca kelliğe sebep
olan çok fazla başka nedenlerde var. işte dikkat edilmeyen çok önemli faktörlerden bir kaçı : enflamasyon, Reaktif oksijen türleri, mikro organizma değişiklikleri,
prostaglandin artışı, düşük kan akışı, oksijen, saçları minyatürize eden besin kaynakları, fibrosiz veya yara dokusu(Bu kel kafalarda gördüğünüz parlaklığın sebebidir.)
işin bir diğer büyüleyici kısmı tüm bu işaretlerin birbirleri ile bağlantılı olması. Dht'nin bunlardan birkaçını tetikleyici olduğu düşünülüyor. enflamasyonun da diğerlerini tetiklediği düşünülüyor.
Her durumda açıkça görülüyor ki bu durumlar ne kadar uzun süre kafa derimizde olurlarsa o bölgede ki minyatürize olmuş saç köklerini eski hallerine döndürmek daha da zorlaşıyor.
Ve düşündüm ki belkide saçlarımın tekrar çıkmamasının sebebi budur. belki de bütün öğrendiğim bu yeni şeyler benim için çok daha uygun farklı bir tedavi yöntemi olabileceğini düşündürttü.
bu yüzden fibroz üzerine araştırmalar yapmaya başladım ve çok geçmeden kendimi epigenetik, yara iyileşmesi, mekanik transdüksiyon konularının içerisinde buldum.
deri dokusunu manipüle ederek genetiğin sonuçlarını değiştirmenin potansiyel bir terapi yöntemi olduğunu kavradım. Şansıma o zamanlar etrafta duyulan
saç dökülmesinin potansiyel tedavisi olan Scalp Massages(Kafa derisi masajı) üzerine araştırmalar yayınlandı. Bu araştırmayı ilk duyduğumda gülmekten kendimi alıkoyamadım.
kafa masajı hayatımda duyduğum en aptalca şeylerden biriydi. En başlarda çok şüpheci davrandım ama daha fazla araştırma okuduğumda ilk düşündüğüm kadar
saçma gelmemeye başladı.
Bu çalışma gösteriyor ki düzenli olarak esnetmeye dayalı masajın fibrosizi azaltıyor
Bu çalışma gösteriyor ki mikro iğneleme ilerlemiş enflamasyonun tedavisi olarak kullanılabilir. agresif masaj sırasında aktive edilen bir mekanizma deri dokusunda yeniden şekillendirme ve bazı parlayan fibrosize uğramış deri dokularını eski haline çevirebildiği ortaya konuldu.
1985 te kalifornia üniversitesi tarafından yayınlanan bir çalışmada
70 yaşında ki yaşlı bir adamın sadece günde iki seans masaj yaparak kel bölgelerinde saçlanmaya sebep olduğu ortaya konuldu. ve sonrasında bunu destekleyen ve bunun gibi bir çok çalışma ortaya çıktı
esnetmeye dayalı masajların saçları %10 oranında kalınlaştırdığı ve saç folikülünün büyüme aşamasıyla ilişkili proteinleri düzenlediği ortaya konuldu ve o zamanlar bu daha yayınlanmamıştı bile.
uzun lafın kısası masajlar doktorların randevularımda örtbas ettiği hiç değinmediği saç dökülmesinin bir çok nedenini ele alıyordu. Sonuç olarak bir şans vermek istedim kaybedecek hiç birşeyim yoktu.
böylece okuduğum literatürlere göre esnetmeye, enflamasyona ve kas gevşetmeye dayalı bir masaj programı oluşturdum. Bunlar : Çimdikleme, bastırma ve esnetme olarak üçe ayrılıyor.
sonuçta cebimden param çıkmayacaktı her gün bir kaç defa olmak üzere 1 yıl boyunca uygulamaya karar verdim. aynı zamanda minoxidil kullanmayı bıraktım zaten bende işe yaramamıştı.
sonraki yıl gördüğüm sonuç beni şaşkına çevirdi.
ilk fotoğraf 2011 yılında san luis tepesindeki halim ikinci fotoğraf ise 2014 yılında çekilmiş bir yılı biraz aşkın bir şekilde masaj
uyguladığım zamanın sonucu. Evet ışık ve açı farkları var ama bana göre çok büyük fark görüyordum saçlarımın kalınlaştığını, vertex bölgemin çok daha iyi göründüğünü düşünüyordum. Evet görüldüğü üzere hala tepe bölgemde açıklık vardı
ama sonuçtan çok memnundum. Sonuç olarak masaj bende 1 yıl içerisinde minoxidil'in 5 yılda yapamadığı şeyi yapmıştı. sonuç beni çok mutlu etti bende masaja devam etmeye karar verdim bakalım dahada fazla gelişecekmiydi.
işte bu tam 2 yıl sonra 2016 yılında çektiğim fotoğraf. daha kısa saç kesimi, aynı yer, aynı açı ampül değiştirildi ve daha parlağı takıldı yani ışık daha yoğun. 3 yıldır minoxidil kullanmadım ve saçlarımın durumu en az 2014
te ki kadar iyiydi. tüm bu olum sonuçlar sadece düzenli ve planlı masaj uygulamasının bir sonucuydu. bütün bunlardan sonra neler olacağını görmek için masaj sıklığımı düşürdüm sadece haftada 4 yada 5 kere yapıyordum. bakalım ilerleyen zamanda
dökülme tekrar başlayacakmı ya da saçlarım gelişmeye ve ya korunmaya devam mı edecek.
tam olarak 3 yıl sonra işte saçlarımın durumu.
2019 yılı aynı banyo aynı ışık daha yeni bir iphone ve daha kaliteli resim. minoxidili bırakalı 6 yıl ve masaj sıklığımı düşüreli 2 yıl oldu. çok daha az bir eforla saçlarımın hepsini korumaya devam ediyordum ve
bundan çok çok çok mutlu olmuştum. bu fotoğraftan sonra bir deney daha yapmaya karar verdim masajı tamamen bırakmaya karar verdim. bilmek istediğim şey masajla koruduğum saçlarımın tekrar 2011 deki haline dönmesi ne kadar zaman alıcaktı.
şok olmuştum. saçlarım korunmaya devam etti
işte 2020 de kızımla birlikte parkta çekilen bir videodan bir kare. Gün ortası, Güneş tam tepede aynı san luis'te olduğu gibi. Vertex bölgem mükemmelmi ? tabiki hayır. ama 2011 de olandan
çok mu daha iyi? Evet kesinlikle. lütfen iki fotoğrafı karşılaştırın.
ayrıca videoyu izledikten sonra bilinçli olarak tepe bölgemi çekmeye karar verdim işte durum böyle
tekrar ediyorum tam gün ışığı altında gün ortası saçlarım 2016 daki kadar uzun değil yine de durum böyle. masajı hafifletsem bile. 1 yıldır hiçbir şey yapmıyor olsam bile ve hiçbir ilaç kullanmıyor olsam bile saçlarım korunmaya devam etti.
eğer daha fazla kişinin tecrübelerini merak ediyorsanız biz binlerce video ve fotoğrafa sahibiz.
İlerleyen zamanda saçlarım tekrar incelmeye başlarsa belki de tekrar masajlara başlarım ve ya belki de fda onaylı bir ilaç kullanırım burada beni mutlu eden şey kararın tamamen bende olması.
uzun lafın kısası en sonunda yıllarca para, zaman ve enerji harcadıktan sonra saçlarımı korumanın bir yolunu buldum. Ayrıca bulmuş olduğum şey tamamen ücretsiz. müthiş değil mi. 2014 te kendi tecrübelerimi paylaşmak için perfecthairhealth'ı başlattım.
tamemen bilimsel araştırmalara dayanarak bir yol izledik ben ve benimle birlikte olanlar aynı başarıya ulaştı. örnek olarak jarede bakın
bir yıl içerisinde mükemmel bir gelişim yakaladı. ve ya
jd. morer
ve ya mike
ve ya jenna
2.Bölüm=
https://www.sacekimisonuclari.com/index.php?topic=25895.0
