.
Ankaralı kardeşim sen biraz stresine bağımlı olmuşsun, stresinle kalkıp, stresinle yaşıyorsun keder senin için bağımlılık olmuş farkında değilsin. Konfor alanından çıkmaya üşeniyorsun, o yüzden stres aşşağı stres yukarı yaşamaya and içmişssin. Emin ol saçın şuan iyi olsun, yine başka bir bahane bulursun yine o evden çıkmazsın, konfor alanına alışmışsın, bir psikolog adayı olarak yazıyorum bunları. Bu forumdaki herkesin saç sorunu var, senden daha beter olanları da var 21 yaşında saçı bıraktım donör alanı olmayan bile var o yüzden bunları yazarak demogoji yapıyorsun ister istemez kendini de buna alıştırıp rafine uyuşturucu misali, içini rahatlatmaya çalışıyorsun. Saçın için naptın ? Forumda kafasına bir bok sürmeyen kaldı o kadar mücadele ediyor herkes saç çıksın diye, açıklığın o kadar kötü değil fakat çaban yok neden çaban yok çünkü tembelliğe alışmışsın, konfor alanından çıkmaya cesaret edemiyorsun. Kendin için naptın da akrabalarından farklı bir şey yapmasını bekliyorsun ? Şuan 30 yaşındasın 10 sene daha demogoji yaparak yaşa 40 yaşında da aynı pozisyonda olucaksın değişen tek şey takvim yaprakları, seneler olucak o yüzden kendine gel, çabala ya da tembelliğe devam et. Baban ölmüş olabilir, herkes ölecek, herkesin Anne ve Babası hatta çocukları ölücek bunun arkasında sığınarak tembelliğine mazeret ve malzeme den öteye geçmez. Ayağa kalk genç adam, namerde muhtaç olmamak için çalış,demiş Nurettin Topçu. O yüzden bu arkadaşa forumdaki insanlar acıyarak tembelliğine malzeme vermeyin ayağa kalkması için yardımcı olmuyorsunuz aksine bahanelerine, mazeretlerine sığınması için duygusal argüman vermeyin. Herkesin imtihanı farklı ve ağır herkes sorunlu o yüzden hayatın akışına katılması için arkadaşa destek vermek lazım, demogoji yapmasına prim değil. Kör değilsin, topal değilsin kafanı sokacak evin, az miktarda gelirin var, işe git çalış asgari ücret 4250 zaten gss prim borcunu da ödersin, saçın için takviye de kullanırsın sonra paranı biriktirip ekim yaparsın önünde bu seçenekler varken demogoji yaparsan evde oturmaya devam edersin.
Aslında bu arkadaşla aynı şeyleri ben de yaşadım, yaşıyorum. Tek fark ben 28 yaşındayım ve ailem hayatta.
Ancak dediğin gibi bu kedere ve tembelliğe bağımlı olmak. Kendi durumu başkasına bahaneler üretsem de içimde biliyorum.
Atalet insanı yer bitirir çürütür. Kendine o kadar haklı bahaneler bulursun ki kendin bile inanırsın bu yüzden başarısız olduğuna bazen.
Ancak bazen insan gerçekleri kendine itiraf ediyor. Ben de mesela bir dönem hangi arkadaşım iyi bir iş bulsa “torpili vardır” derdim aileme. Ülkenin durumu gereği buna da inanırlardı.
Gel zaman git zaman bu bahaneler çevren ve kendin için bile inandırıcı olmuyor.
Bir senin mi torpilin yok dünyada?
Bir sen mi şanssızın işlerin rast gitmiyor?
Bir seni mi işe almıyorlar? Sana işberenlerin garezi mi var özellikle?
Bunları sorgulamaya başlıyor çevren.
Ha peki şuan ne yapıyorum? Son 1 yıldır düzenli çalıştım bir işte, iyi kötü birikim yapıp bir araba satın aldım, gezdim dolaştım. Hatta 1 yıl önce her gün burada saç konusu açardım ama çalışırken bırakmıştım buraya girmeyi bile.
Şimdi 2 ay önce işten çıkarıldım sigorta istediğim için. 2 aydır iş bulamayınca yine aynı dönemlere döndüğümü hissediyorum.
Peki gerçekten iş arıyor muyum? Hayır. Rahat geliyor sabaha kadar netflixte takılıp sabah uyuyup akşam ezanında uyanmak.
Bunu değiştirmem gerektiğini bildiğim halde değiştirmiyorum çünkü konfor alanım o kadar güvenli geliyor ki, Sanki yüksek bir dağa inşa ettiğim kale gibi hissediyorum.
Sonuç ne olacak peki? Hayat boyu babalarımızdan kalan emekli maaşı işe annelerimiz ile mi yaşayacağız? Bilmiyorum inan
sorunun kendisini bilip çözümünü bilmemek daha kötü.
İnkar aşamasında en azından kendimi kandırıyordum, sebep ben değilim dış etkenler diye.
Ama ayağa kalkıp mücadele edecek gücüm de yok.