Sevindim derken yanlış anlaşılmasın. Durumu kurtarabileceksiniz, ben öyle inanıyorum en azından. Diğer türlü maazallah kökler gidebilirdi.
Estafurullah, niyetinizi anladım merak etmeyin. Sizin mesleğiniz nedir? Bir de Xpecia çok sık kullanılıyor bunun bir faydası olur mu? içerisinde folik asit de yer alıyor. Tekrar teşekkür ederim.
Ben de ne olduğumu bilmiyorum. Elektrik-elektronik mühendisliği okudum, okuyorum, okuyacağım, okulu bitiresim yok. Bilgisayar mühendisliği yapıyordum son beş senedir, ona da ara verdim. Özel hayatla ilgili şeylerden...
Şimdi doktor olmadığım için tartışmaya girmek istemiyorum (bazı arkadaşlar katılmaz, doktorlar tavsiye ediyor filan diye) ama mühendislikten bildiğim bir şey var. Ölçmediğin sistemin işleyişini bilemezsin. Bu tarz takviyeler bir şeylerin eksikliğini gidermeye yönelik ancak şöyle de bir durum var, vücut belirli seviyenin üzerinde değerlerde hasar görüyor. Yaptırdığınız tahlil kağıdında referans aralıkları yazıyordur. Herkes alt seviyeye odaklanıyor ama üst seviyeyi aşarsanız da toksik oluyor. Mesela C vitamini fazlası kansere sebep olabiliyor diye okumuştum. Neyse takviye aldığınızda eksikleri giderirken başka değerleri aşabilirsiniz. xpecia'nın sitesi içerikleri detaylıca açıklamış, bunları ölçtürürseniz eksik olanlara yönelik nokta atışı ilaçlar kullanarak daha iyi sonuçlar alabilirsiniz diye düşünüyorum. Tahlillerle değerlerin düşük olmadığından ve referans aralığını aşmadığından emin olun.
Uykunuza özen gösterin, vücut uykudayken onarım yapıyor. Gece yatıp sabah inanılmaz değişikler gördüğüm oldu. Bana sorarsınız, en iyi doktor vücuttur. Yeter ki elinde yeterli malzeme olsun, zaten tıp da çoğunlukla vücudu yönlendirerek tedavi ediyor, genetik bozuklukları ve kırık çıkığı saymazsak...
Ben takviye yerine günde bir soda içiyorum (mineral dengesi için), vitamin için de bir tane folbiol (tavuk ve yumurta sevmediğim için), bir bardak portakal + greyfut suyu, bir tane muz yiyorum, bir iki tane de elma, armut, üzüm falan. Bol bol su içip uykuma özen gösteriyorum (8 buçuk saatten aşağı uyumuyorum). Şu ana kadar her şey iyi gitti.
Acil şifalar dilerim.
Söylediklerinize harfiyen katılıyorum ama bence asıl sorun doğal yollardan yeterli besin değerlerine ulaşamadığımızdan kaynaklanıyor. Et, tavuk, yumurta, bal, balık, süt ve süt ürünleri, maalesef üzerinde ticari amaçla oynanmayan hiç bir şey kalmadı. Eskilere sorun bu kadar hastalık yoktu diyecekler. Eski resimlere bakın bu kadar kelde yok Ankara'da yaşıyorum ve yazılımcıyım eğer freelance olarak aylık belirli bir gelirin altına düşmeyeceğimi garantilesem sabit iş bulamayacağımı bildiğim Muğla'ya gider yerleşirim o derece niyetliyim.
Evet ne yazık ki bazı sorunlar var ama bana göre dediğiniz boyutta değil. Eskiden insanlar hastalıkları ilerlemeden doktora pek gitmiyorlardı. Adamın kolu kırılıyordu, çıkıkçıya gidiyordu. Kanser mesela hücre bölünmesi problemi, insanlıktan bile eski bir hastalık. Biz ne olduğunu son 50 senede öğrendik. Onlarca çeşidi varmış, bunlar artık sayılıyor. Eskiden karaciğer iflas etti deniyordu, şimdi metastaz karaciğere sıçramış diyip kanser olarak kayıtlara geçiyor. Sonra internet olmadığı için çoğu şeyden haberimiz, bilgimiz olmuyordu. Kelliği bilemeyeceğim ama eskilerin zırt pırt fotoğraf çekebileceği kameraları yoktu. Çeksen de filme bastır, aman yanmasın falan zordu. O yüzden bir tane yakışıklı fotoğraf çerçevelenip eve konuyordu. Demek istediğim teknolojik rahatlık birçok şeyi daha kolay görmemizi kolaylaştırdı. Yine tabii bilemem, ölçebileceğim bir kıyas değil bu
Ankara'dan kaçma planı benim de var, yazın Çanakkale mis gibi geldi. Hiç dönesim yoktu. Patronlar çağa ayak uydurmadan dediğin gibi freelance'den başka şansımız yok. Ulan işe gidiyorum, server İstanbul'da, ben Ankara'dayım. Ofisteki bilgisayarı kullanıyorum. Skype, whatsapp, google hang out bin tane toplantı teknolojisi var, hala "9'da işte olacan"... Bizim sektörün çok da imkanı varken.
Neyse abi burayı insanlar saçları ile ilgili okuyor. Çok da şey etmeyelim.