Sorunun kendisi bile abesle iştigal..
Tartışmaya açık bir konu değil. Tabi ki güzellik göreceli.. hatta yaşanılan coğrafyanın tarihi örf adet yaşam standarttı geleneklerine göre bile değişir..
Mutlak güzellik diye birsey yoktur. 100 yıl önce kilo güzellikte aranan bir şey iken bugün zayıflık güzellik olarak araban şartlarda.. bundan 20 yıl önce estetikli yüz ne kadar itici geliyor ise bugünlerde nasılda normalleşmiş durumda ise eminim 10 yıl sonra estetik operasyon güzellik için aranan bir kriter olacak.. güzellik zevk işidir, zevk görecelidir.. kişinin geçmişteki yaşanmışlıkları dahi güzellik kriterlerini değiştirir.
Her şey algıdan ibaret, bir insanı nasıl algılama isteğindeysek o biçimde algılarız. Algı, içinde birçok çevresel, ailesel, zihinsel farklılıkları barındırır. Bir dış koşul, bizim hakkımızda fikir ediniyorsa (bu, güzellik/yakışıklılık da olsa fark etmez) bu, dış koşulun, dış öznenin isteğiyle ve bakışıyla ilgilidir. Elbette ortalama bir güzellik ve çirkinlik algısı vardır, ancak o bile kendi içinde farklı kriterlere sahiptir. Âşık olma eğilimi, bizim dışımızdaki özne ile gerçekleşecekse, burada bizim yakışıklı oluşumuz, sadece bir araçtır ve bunun gibi birçok farklı kriter olabilir. Bir insan, kendinde ne eksikse, karşı tarafta onun varlığı o kişiyi kendine çeker. Böyle bir durumda örnek verecek olursak: Esmer biri, sarışın birinden; beyaz biri, siyahi birinden hoşlanabilir, âşık olabilir. Hâl böyle olunca, yakışıklı olma durumu, bizim dışımızdaki kişilerin, bizdeki algısıyla oluşur. Çirkinlik veya güzellik, iktidarı elde tutma amacıdır. Muktedir olanlar, sürekli güzel/yakışıklı olmayı sağlamak için kendiyle fazla ilgilenmek zorundadır, bu yüzden kaybetmemeye çalıştıkları güzellik ve yakışıklılık durumu, onların silahı olduğu için bunu kaybetmemek adına büyük endişe duyarlar. Bu bireylerin öz güveni ekseriyetle daha azdır, çünkü kaybedecek bir özellikleri vardır.