Evet, normalde bilinen bu. Ama pratikte bazı sorunlar var. Buyrun size birinci ekimden 6 yıl sonrasını paylaşıyorum. Ben ekilenlerin hatrı sayılır bir kısmının döküldüğünü düşünüyorum, kararı siz verin.
Pratikteki sorunlara uzmanların da pratikte cevapları var işte kardeşim.. Ekilen saçın dayanıklılığı(androjen reseptör azlığı) tıbbi bir sonuçtur bu işin teorik kısmı.. İşin pratiğinden yola çıkarsak;
1-Sizinki gibi çok genç yaşta ekimler; ekstra ekstra bir dht regülasyonu demektir donör bölge saçındaki reseptör az bile olsa aşırı bir saldırıda mutlaka bir kısmı etkilenecektir ve dökülme patterni tam oturmadığından donör bölgedeki saçlarda reseptör duyarlılığı nispeten fazla olan saçların miktarı daha yaşlı birine göre fazla olacağından bunların bilinçsizce yukarıya ekilme ihtimali artmış olur.
2- Dayanıklı saç dahi olsa doğal döngüsünden kaynaklanabilecek geçici seyrelmelerin, eski saçların kaybıyla birlikte oluşturduğu seyreklik görüntüsü ki sizin vakaların çoğu bu durumdan psikolojik etkilenip saçlar gitti hissine kapılıyor..Anlamalısınız ki çok gençsiniz evet genç dökülme şanssız bir durum ama bu tedavinin ehil biri tarafından dürüst önerilerle gerçekleştirilmesi gerekirdi..
Evet ekilen saç ömür boyu kalıcıdır sözü bir mit olacak kadar iddialı hatta ticari önyargısı yaratıyor belki adam 100 yıl daha yaşayacak dimi
oksipital(donör) bölgenin genetik evrimi kaç yıllık ömürle sınırlı ki
..Evet ama bu sözün tam zıttını bu işi yapsın yapmasın hiçbir bilim insanı söyleyemez çünkü kriterlere uygun bir tedavi sonucu foliküller eskisi gibi spesifik bir zamanda tamamen minyatürize olmazlar bu kesindir.. Ekilen saça ömür biçmek, futbol maçına skor tahmin etmekten daha uyduruk bir deneme ve istisnai vakalardan bu çıkarımı yapmak ta bu tedaviden vazgeçme telkininden başka birşey değil.. Bilinenden çok daha fazla başarılı süreç var..Siz bilimsel takip edip araştırın..