Beni zaten sinir etti. Şu bir etik kuraldır: Mesela bir yerde diyelim evladını kaybetmiş bireyler var. Sen gidip o toplum içinde çocuklarını sevmen absürt olur.
Mesela kolunu kaybetmiş bir topluluk var. Gidip "Ya benim kolum da ne kadar uzunmuş. Canım kolum." demek de aynı. Paralel bir örnek olarak veriyorum.
Burada da saçlarını kaybetmiş/kaybeden bir topluluk var. Güzelim saçları varken gelip buraya "Saçım şöyle seyrek, böyle eksik" diye dalga geçiyor. Tamam ilk yaptığında ben de beğendim ama ısrarla tekrarlıyor şakayı.
Bizim toplumumuzda evli birisi bekar birisinin yanında evlilikten bahsetmemeli.
Sağlıklı birisi, bir hastanın yanında sağlığından bahsetmemeli.
Güzel biri, çirkin birinin yanında güzelliğinden bahsetmemeli.
Zengin birisi, fakir birisinin yanında servetinden bahsetmemeli.
Karnı tok birisi, aç olan birisinin yanında yediği yemeklerden bahsetmemeli.
Mutlu birisi, mutsuz birisinin yanında mutluluğundan söz etmemeli
Gülen birisi, ağlayan birisinin yanında gülmemeli.
Çocuk sahibi birisi, çocuğu olmayanın yanında bunu övgüyle dile getirmemeli.
Engelsiz birisi, engelli birisinin yanında kendini büyük göstermemeli.
Birinci olan birisi, ikinci olan kişinin yanında madalyasını takmamalı.
Anne babası olan birisi, yetim ve öksüz olan birisinin yanında anne babasından bahsetmemeli.
Başarılı birisi, başarısız birisinin yanında başarısından bahsetmemeli.
İş sahibi birisi, İşsiz garibanın yanında işinden bahsetmemeli.
Yüzme bilen birisi, yüzme bilmeyenin yanında yüzmemeli.
Her istediğini giyen birisi, yarı yamalı elbiseli adamın yanında kıyafetlerini sergileyip göstermemeli.
Cesaretli birisi, korkak birisinin yanında cesaretinden bahsetmemeli...
Aksini yapan ayıp etmiş olur.
Saygısızlık etmiş olur.
Rencide etmiş olur.